Bugün Hewler’in, İran’ın YNK ile ortak biçimde Hewler’i işgal etme planına karşı koyuşun 29’uncu yıl dönümü.
Tarihte çok manipüle edilen ve hamlesi özünde yalan haber ile gerçeği saptırılan 31 Ağustos Hewler hamlesi özünde bugün Kürdistan Bölgesi statüsünün var olmasında ve Hewler’in Ortadoğu’nun önemli merkezlerinden biri olmasının yolunu açan bir hamledir. Çünkü Hewler hamlesi hem İran işbirlikçiliğini hem de içteki çete ve mafya iktidarını yıkmıştır.
Kürdistan’ın yakın tarihindeki Hewler Hamlesinin önemi ve rolü Kürt milletinin varlığı üzerindeki etkisi özellikle de bugün Süleymaniye merkezli gerçekleşen siyaset gözü önüne alındığında çok daha belirgindir. 21-22 Ağustos günü Süleymaniye’de Lalezar Otel Talabani kuzenler arasında yaşanan çatışma ve son on yıldır Talabani kuzenlerin mafyavari siyasi çekişmesi ve Süleymaniye’yi sürüklediği karanlık dönem bu durumu çok daha net ortaya koymaktadır. Bu hamle Hewler’i Süleymaniye gibi siyasi mafya merkezi olmaktan kurtarmıştır.
Irak rejiminin 36 paralel ile Kürdistan üzerindeki saldırıları bloke edilmişti. Savaş sonrası önemli bir yoksulluk vardı, göç eden insanlar evlerine dönmüştüler fakat hayatı yeniden kurmak çok zordu. Her şehirde halk Saddam rejiminin yıkıntıları arasında kaybolmuş hayatını kurmak için çalışıyordu.
En büyük zorlanmayı Hewler yaşadı. Hewler’de talancılık, hırsızlık, mafya, adam kaçırma, tefecilik diz boyuydu. Öyle bir hale gelmişti ki insanlar arabalarının parçalarını söküp evinin damına taşıyordu. Bir arabanın evin damında olduğu fotoğraflar o dönemin arşivlerinde yer alıyor. YNK, Hewler’in mahkum olduğu bu karanlıktan birinci dereceden sorumluydu çünkü tüm güvenlik kurumları YNK’nin elindeydi.
YNK sadece Hewler’deki huzuru bozmuyor ayrıca Hewler’in İran tarafından işgali için de ihanet dolu bir komplo hazırlamıştı. YNK, Doğu Kürdistanlı partilerin tasfiyesi ve eş zamanlı olarak İran güçlerinin Hewler’e girmesi için ortak operasyon kararı alınmıştı. İranlı yetkililer YNK’li peşmergelerin kıyafetlerini giymiş Süleymaniye’den Koye’ye doğru topçu birliklerini harekete geçirmişti.
Yani YNK ve İran kol kola Kürt karşıtı bir operasyon düzenleyeceklerdi.
Şimdi bazı çevreler (özellikle de Türkçe yayınlarında belirgin olarak PKK medyası) resmin bu tarafını gizleyerek Mesut Barzani Saddam ile Hewler’e girdi diyor. Halkı da buna inandırmak istiyor. Oysa ki düşman Barzani savaş taktikleri içinde ki o ince siyaseti yani “Düşmanını yenmek için bir diğer düşmandan kalem ödünç almak” taktiğini çok iyi kullanmış ve İran işgaline karşı koymak için sonuçta eninde sonunda Hewler’den çekilmek zorunda olan Saddam’ı İran güçleri ile anlaşmıştır. Bu hem politik hem de siyasi bir hamledir.
Ve açıkçası bugün Süleymaniye’ye ve YNK’nin durumuna bakınca bunu yapmış olmasının Kürdistan için ne denli önemli olduğunu göre biliriz. 31 Ağustos hamlesi ile Kürtler karanlık bir komployu yenmiştir.
Ve maalesef ki bugün YNK merkezli benzer siyasetler devrededir. YNK hala İran ile iş birliği halindedir, Haşdi Şabi’nin ortağıdır, yine yönettikleri şehir bir mafya merkezi gibidir ve ayrıca hala Hewler karşıtı düşmanlık yapmaktadırlar. Hewler’in İran tarafından füzelerle vurulmasında YNK’nin payı vardır. Kürdistan Bölgesi memurlarının maaşlarının gönderilmemesinde YNK’nin payı vardır. Haşdi Şabi’nin Kerkük ve Şengal’e girmesinde YNK’nin payı vardır. YNK Bafil Talabani’nin elinde bir siyasi mafyaya dönüşmüştür.
Yani hala YNK tehlikeli bir noktada durmaktadır. YNK’nin medyası, PKK’nin medyası ve yönetimi, Iraklı Şiiler ve İran rejimini YNK’nin bu Kürdistan ve Hewler düşmanlığını gizlemek için Bafel Talabani’yi parlatmaya çalışmaktadır. Hatta geçtiğimiz gün Bafel Talabani’yi “Arap Dünyasının Sosyal Demokratlar Birliği” başkanı seçmiştirler.
Bu kadar parlattıklarına göre Bafel Talabani’ye çok büyük anlamlar yüklenmiştir. Bafel Talabani 1996 yılındak Hewler işgali gibi bir planın aparatı olacaktır. Kürtler uyanık olmak zorundadır. Bu kirli plana karşı tıpkı 31 Ağustos hamlesinin ruhu ile direnmek dışında başka şans yoktur.
