Büyük Oyun Ve Kuklalar

Büyük Oyun Ve Kuklalar

Hem devletin Kemalist kanadı hem de PKK/HDP tarafından yıllardır ortak sürdürülen ve birçok insanın yaşamına mal olan kirli siyasette, ‘Kürd/Kürdistan sorununu Öcalan ve onun ulusal hiçbir içerik taşımayan istekleri ile özdeşleştirmek’ esas alındı.

Bu kirli siyasetin etkisi hemen hemen tüm çevreleri sardı. Özellikle son yıllarda Türkiye’de bu siyaseti benimsetmek için devletin organizatörlüğünde olağanüstü bir çaba sarf edildi. Bunun sonucu başta “büyük medya” olmak üzere yazar, sanatçı, aydın, stratejist, yorumcu ve toplumu etkileme becerisi olan benzeri insanlar da bu oyunda rol aldı.

Devlet ve onun güdümünde politika yapanların, ‘barışsever Öcalan’ kampanyası başlatması da bu oyunun bir parçasıdır. Amaç, Kürdlerin ulusal taleplerini yok sayan ve bazı bireysel haklarla sınırlı reformlar vasıtasıyla sorunu soğutmak, ertelemek ve unutturmaktır. Yani ikinci bir Lozan’ı hayata geçirerek TC’nin ömrünü uzatmaktır. Bu planın hayata geçirilmesi için Öcalan’ın “Kürdlerin başında” ve tek güç kalması gerekiyor.

Son yıllarda varlık göstermeye başlayan PKK dışı Kürdlerin varlığı ve ulusal talepleri dillendirmesi, ikinci Lozan önündeki son engeldi. Düne kadar PKK’nin hışmına uğrayan ve “ajan”, “hain” olarak nitelenen Kürdlerin politik aktörleri/yapıları, PKK’yi “devletin taşeron örgütü” olarak gördüklerini unuturcasına aniden bu planın bir parçası oldular. Hem de inandırıcı hiçbir gerekçe göstermeden.

Öcalan’ın hizmetine girenlerin kendi tabanlarına dahi doyurucu açıklama yap(a)maması, yaptıkları gizli görüşmelerde üstlendikleri lanetli rolden kaynaklanıyor. Savunamayacakları konumlarını “Kürdlerin birliği” söylemi ile örtmeye çalıştılar/çalışıyorlar.

PKK’nin Türk solu ile geliştirdiği stratejik ittifak, CHP ve MHP’yi Kürdistan’a taşıması, Kürd ve Kürdistan düşmanı ırkçı-faşist Devlet Bahçeli ile geliştirdiği yakın/derin ilişki gibi olağan olmayan somut verilere rağmen, PKK’nin peşine takılmanın nedeni olamayacak tek şey, Kürdistani kaygılardır.

PKK’nin, yakın zamana kadar kendisine ve devlete ideolojik olarak bağlı olan kurumlar, sendikalar, STK’lar vasıtasıyla yürüttüğü çalışmanın bir parçası olan Kürd muhalefetinin(!), hala karşı bir duruş sergileme gereği duymaması, içinde bulunduğu çirkin ilişkiler ağıdır. Bu çirkin ilişkiler ağı, Devlet-Öcalan görüşmesinin ‘ikinci bir Lozan’ ile yeniden düzenlenmesi ve Kürdlerin başına Öcalan’ın Korucubaşı olarak atanmasıdır. Bu nedenle “Kürd muhalefeti”, PKK’ye biat etme nedenlerini açıkla(ya)madığı gibi, PKK öncülüğünde yürütülen çalışmalara sunulan katkıları de gizleme gereği duyuyor.

Anlamsız savaşın bitmesi ve Kürdlerin demokratik zeminde ulusal taleplerini dillendirebilmesi için çaba sarf etmenizi anlarız ve destekleriz; ama Kürdlerin devletleşme hakkını birilerine pazarlamayın!

Küçük hesaplar uğruna Kürdlerin ulusal taleplerini pazarlık konusu yapmayın!

Öcalan’ın devlet ile geliştirdiği planın bir parçası olmaktan vazgeçin!

İkinci bir Lozan’ın Kürdlerin başına balyoz gibi inmesine katkı sunmayın!

Bu çirkin oyunda figüran olmayın!

Kuklalar ne kendi başına oynayabilir ne de oynanan oyunun seyrini değiştirebilir; onlar sadece oynatılırlar…

Kamuoyu, Öcalan’ın ne adına ve hangi sıfatla neyin pazarlığını yaptığını, devletin organlarından veya sözcülerinden önce Kürd muhalefetinden duymalıdır!

PKKgillerle yaptığınız gizli görüşmeleri bir an evvel Kürdistan kamuoyuyla paylaşın ve oynanan oyunun parçası olmaktan vazgeçin!

Aksi durumda hem sizi teşhir etmeye devam edeceğiz, hem de Kürdlerin devletleşmesine engel olanlarla birlikte tarihin kirli sayfalarında yer almanızı sağlamak için gerekeni tereddütsüz yapacağız. Ve sömürgeciler, işgalciler işbirlikçilerle birlikte Kürdistan halkına hesap verdiğinde, siz de ‘yardım, yataklıktan’ dolayı sanık sandalyesindeki yerinizi alacaksınız.

İkinci Lozan’a katkı yapan partilerin/gurupların içinde yer alan yurtsever insanlar artık güçlü bir ses vermeli ve partiler üstü bir anlayışla yöneticilerini teşhir edip, ‘2. Lozan’a hayır’ diyerek Kürdlerin devletleşme hakkından yana olanlarla ortak tutum almalıdır.

Süleyman Akkoyun

Diğer Haberler