2. Lozan’a Hayır Demeden Ulusal Birlikten Söz Edilemez!

2. Lozan'a Hayır Demeden Ulusal Birlikten Söz Edilemez!

TC’nin kuruluşu ile Kürdlerin esaretinin simgesi olan Lozan Antlaşması’nın yıl dönümüdür 24 Temmuz. Kürdlerin kara günü olan Lozan’ı doğru okuyanlar/anlayanlar, TC’nin nasıl kurulduğunu, hangi pazarlıkların yapıldığını, Kürdlerin devletleşmesini engellemek için nasıl oyunlar oynandığını rahatlıkla göreceklerdir. “Türk-İslam” ve Kemalist anlayışın, Kürdlerin nefes almasını engellemek için nasıl ortaklaştıklarını, nasıl çirkin oyunlar oynadıklarını ve bazı işbirlikçilerin buna nasıl alet olduklarını gördükten sonra, bugün aynı tezgâhın nasıl bir kez daha kurulmaya çalışıldığını daha net göreceklerdir…

Lozan, Kürdlerin Ulusal Hakları’nın yok sayıldığı ve devletleşmesine engel olduğu lanetli bir anlaşmadır. TC’nin tüm engellemelerine rağmen Güney’de elde edilen kısmi haklar ve Kürdlerin devletleşme olanaklarının doğması, yeni bir Lozan ihanetinin hayata geçirilmesi için devleti/devletçileri seferber etmiş durumda.

Birinci Lozan’a engel olmayan Kürdler bir asırdır köle kalışımızdan sorumludurlar; hayata geçirilmeye çalışılan ikinci Lozan’a engel olmayacak Kürdler de 50–100 yıllık yeni bir köleliğin resmiyet kazanmasına katkı sunmuş olacaklardır.

Böyle hayati bir konuda hâlâ devlet politikalarını aşamayan, Misak-ı Milli’yi savunan, işgal devletinin demokratikleşmesinden söz eden ve Kürdlerin devletleşmesiniyi “lanetli” bir gelişme olarak gören bazı Kürd politik çevrelerinin bu tutumu, Türk devletinin restore edilerek ömrünün uzatılmasına ve Kürdlerin ulusal haklarının geleceğe/bilinmeze bir kez daha ertelemesine hizmet ediyorlar…

Sistemin iç hesaplaşmasında figüranlık yapan, devlet veya federasyon istemiyoruz deyip Lozan ile çizilen işgalci sınırlara saygı duyan anlayış, 2. Bir Lozan’ın hayata geçirilmesinde gönüllü bir rol üstlenmiş durumdadırlar…

Bu lanetli rol mahkum edilmedikçe, kazanan TC, kaybeden de yine Kürdler olacaktır; tıpkı Lozan Antlaşması’nda olduğu gibi…

2.Lozan’a hayır demeden ulusal birlikten söz edilemez!

Yıllardır “Ulusal Kongre” ve “Kürdlerin Birliği” Kürd politik çevrelerinin gündemindedir. Kimi iyi niyetle bu konuları dile getirirken genel olarak Kuzey Kürdistan politik kişi/kurumları PKK’nin kirli amacına hizmet amacıyla bu konuları gündeme getiriyor.

İlk günden beri PKK’nin bir taşeron yapı olduğunu; “Ulusal Kongre” ile ihanetine tüm Kürdleri ortak etmek istediğini; amacının 2.Lozan’ı Kürdler eliyle hayata geçirerek işgali meşrulaştırmak istediğini yazdık ve politik çevrelerin bu kirli oyuna alet olmaması noktasında ısrarla uyarılarda bulunduk.

Güney ve Başkan Berzani dahil ne yazık ki herkes bu kirli oyuna bir süre alet oldu; ta ki PKK’nin kirli amacı gizlenemeyecek şekilde ortaya çıkıncaya kadar. Bu kirli amaç geç te olsa anlaşıldı ve “Ulusal Kongre” ihanetinin yaşanmasına izin verilmedi. Güney ve Berzani’nin son anda bile olsa bu oyunu bozması hayati önemdeydi kuşkusuz.

Son zamanlarda asrın ihanetçisi Üveyş’in oğlu Abdullah “Ulusal Kongre” ve “Kürdlerin Birliği” oyununu tekrar gündeme getirmeye ve herkesi ihanete ortak etmeye çalışıyor. Bu kirli oyunun 2. Lozan’ı hayata geçirmek olduğunu artık aptallar bile görebiliyorken, bu aşamadan sonra bu konunun/oyunun gündeme getirenlerin iyi niyetinden söz edilemez. Dahası, Lozan yıldönümü ile ilgili toplantılar ve açıklamalar yapılırken, Lozan’ın en büyük savunucusu ve 2. Lozan’ın taşıyıcısı taşeron PKK’nin mahkûm edilmemesi siyasi sahtekârlık olur.

Lozan’a karşı çıkmayan ve 2. bir Lozan ile işgali meşrulaştırmaya çalışan Asrın İhanet Çetesi lanetlenmelidir.

Bu ürkütücü gerçeklik, Kürdleri ses vermeye ve karşı durmaya zorunlu kılıyor. Kürdler, yeni Lozan’ın bir parçası olmamak için sistemin oyunlarını da ve tüm kanatlarını da ret etmelidirler ve bunu dünya kamuoyuna duyurmalıdırlar.

Süleyman Akkoyun

Diğer Haberler