Abdullah Öcalan’ın hayatı ve yaşamı üzerinde ki kuşkular ve karanlık noktalar birçok zaman gündem oluyor. Bir MİT görevlisinin kızı ile yaptığı evlilik daha sonrasında etrafındaki en yakın arkadaşlarının MİT oluşu vb hususlar birçok zaman tartışan ve cevap aranan sorularda arasında.
Şu ana kadar Öcalan’ın MİT ile ilişkilerine dönük pek çok kanıt gösterildi. Bunlardan biri de Türk gazeteci Avni Özgürel’in açıklamalarıydı.
Avni Özgürel: Öcalan’ı MİT kuruluşunda gördüm
Türkiye’de sağ gelenekten gelen ve MİT ile ilişkileri ile bilenen Avni Özgürel, Öcalan’ın MİT ile çalıştığını iddia eden isimlerden sadece biri. Hatta Özgürel Öcalan’ı direk MİT kuruluşunda gördüğünü söyleyen kişidir. Ve Özgürel bunu yeni söylemiyor. 1993 yılından beri söylüyor.
Konuya ilişkin olarak Avni Özgürel en somut ve ayrıntılı açıklamasını 2003 yılında yaptı.
Avni Özgürel Neşe Düzel ile 27 Ekim 2003 tarihinde söyleşi yaptı. Bu söyleşide Özgürel, Abdullah Öcalan’ın, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) paravan kuruluşu olan Türkiye Fikir Ajansı’nda çalıştığını açıkladı.
Özgürel’in röportajı şöyle:
Avni Özgürel: Öcalan ile Türkiye Fikir Ajansı’nda 1966-67 yılları arasında gidip dergi alıyordum ve dağıtıyordum. Türkiye Fikir Ajansı MİT’e bağlı bir kuruluştu. Burada biri ile karşılaşıyordum. Daha sonraları Abdullah Öcalan’ın resmini görünce karşılaştığım kişinin Abdullah Öcalan olduğunu düşündüm.
1993’te gazetecileri Bekaa’ya basın toplantısına davet etti. Panorama’nın Genel Yayın Yönetmeni olarak ben de gittim. Bizimki haftalık dergi olduğundan, basın toplantısından sonra Öcalan’la dergi için özel söyleşi de yaptım. O özel görüşme sırasında kendisine sordum. ‘Ankara’da İzmir Caddesi’nde Fikir Ajansı diye bir yer vardı. Yanlış hatırlıyor olabilirim ama birden bir şey çağrıştırdı. Bende seni orada gördüm gibi bir his uyandı’ dedim. Bana, ‘Yoo, doğru hatırlıyorsun. Ama ben bunları bir müddet sonra açıklayacağım’ dedi.
Burada röportajı yapan Neşe Düzel kendisine sorar: “Peki o ajansta bulunan biri mutlaka MİT elemanı mıdır?
Avni Özgürel: “En azından MİT’le irtibatlıdır. Türkiye’de güvenlik birimlerinin kurduğu bir organizasyonun içine, bir insan, hangi amaçla olursa olsun gelip gidiyorsa onun orda oturup kalkmasına kimse ses çıkarmıyorsa, o insan ya güvenilir biridir ya da görevli biridir. Başka ne olabilir ki? Başka şey olamaz”
Neşe Düzel: Öcalan, eski eşi Kesire’nin babasının MİT’le ilişkisi olduğunu söylemişti. Öcalan’ı siz MİT’le irtibatlı bir büroda gördüğünüzü söylüyorsunuz. PKK’nın kuruluşunda rol alan Pilot Necati’nin MİT ilişkisinden gene Öcalan söz etmişti. PKK’nın kuruluş aşamasında bu kadar çok MİT bağlantısından söz edilmesini nasıl açıklıyorsunuz?
Avni Özgürel: Abdullah Öcalan ideolojik formasyonu zayıf biri. Öcalan her türlü iş birliğine gelen pragmatik biri. Onun, Kürt hareketinin başında olması bizim devletin de işine geldi.
Neşe Düzel: Eğer devlet PKK’nın kuruluşunun her aşamasından haberdar idiyse, niye devlet bu örgütü kontrol edemedi ve bütün bu süreçte 40 bin insanımız öldü?
Avni Özgürel: Bence kontrol etmek istemediler. Çünkü Güneydoğu bir sektör olmuştu. Eğer PKK hareketi, sana sınırsız örtülü ödenek kullanma ve para dağıtma imkânını veriyorsa… Bazı insanlara da dehşet estirme gücünü sağlıyorsa… Ki bazı JİTEM mensupları ne asker ne de polisti. Bazıları Yeşil gibi hudayinabit adamlardı. Bu timlerin içinde, ‘Yolda bizi sollayıp geçen arabaları durdurup içindekileri öldürdük’ diyen adamlar bile vardı. Bir de tabii Güneydoğu’da uyuşturucu işi de çok ciddi bir gelir kapısı haline geldiyse… Sonuçta bütün bu kirli paranın ayakta tuttuğu bazı dengeler var demektir. Güneydoğu’daki bu tablo, Türkiye’de birçok yapıyı besledi. PKK’dan ele geçirilen silahlar tekrar PKK’ya satılıyordu. Hatta son dönemde PKK, Makina Kimya’nın mermilerini kullanıyordu. Bu kanalları kestiğin anda, peş peşe çok şey devriliyor tabii.
Öcalan’ın misyonu ne?
Özgürel’in açıklamasının üstenden tam 22 yıl geçti. Aslında sadece Özgürel değil Öcalan’ın karanlık geçmişi konusunda daha çok pek işaret var, birçok kişinin itirafı var. Abdullah Öcalan’ın 1970’lerde MİT’in koynundan çıkan bir figür olduğu konusu artık tartışma görmeyen bir husustur. Birçok kişi Öcalan’ın sadece İmralı’da teslim olduğunu öncesinde ise gerçekten bağımsız bir kişi olduğuna inanıyor. Oysa ki gerçekte Öcalan’ın 1999 yılından sonra İmralı’da oynadığı misyon bize şunu gösteriyor: Öcalan bir projedir. Fakat maalesef ki onun bu misyonu güçlü bir manipülasyon çalışması örtülmeye çalışılıyor.