Öcalan’ın 27 Şubat tarihli açıklaması 2. Lozan’ın neferi olacağına dair yaptığı bir taahhütnameydi

1. Lozan ile 24 Temmuz 1923’te, Lozan Antlaşması ile Ortadoğu haritası yeniden çizildi ve Kürdistan toprakları Türkiye, Irak, İran ve Suriye arasında paylaştırıldı. 2. Lozan ile aynı güçler yine Kürt topraklarını kendine katmak hatta kendi emperyalist politikaları için Kürtleri kullanma siyaseti öngörüyor. 2. Lozan’da Kuzey Kürdistan merkezli olarak tüm Kürtlere karşı uygulanmak istenen bir projedir. Bu proje de ise maalesef ki en büyük rol Abdullah Öcalan’a verilmiştir. Bahçeli-Erdoğan- Öcalan arasındaki görüşmeler özünde başta Türk devleti olmak üzere Ortadoğu’da statükonun değiştirilmesini istemeyen güçlerin stratejisidir.

Bugün Lozan’ın 102’inci yıl dönümü. Kürtler Lozan Anlaşması ve varlığı Lozan Anlaşmasına bağlı olan güçlerle neredeyse bir yüz yıl kafa kafaya bir mücadele verdiler.   Ve o mücadele hala devam ediyor. Kürtler Lozan sonrası dayatılan tümden yok sayma, teslim olma ve Kürtlüğün bitirilmesi durumunu aştılar. Güney Kürdistan merkezli mücadele ve 1992 sonrası ortaya çıkan siyasi durum son olarak da Saddam’ın devrilmesi ile Kürdistan Bölgesel yönetiminin kurulması Lozan’da büyük bir çatlak meydana getirdi. Şimdi ise Rojava’dan aynı performansı göstermesi bekleniyor. Fakat işler hiç de o kadar kolay yürümeyecek.  Bölgenin statükocu güçleri “madem Kürtleri bitiremedik bari o zaman kendimiz için kullanalım” noktasında bu kez kendi Kürtlerini yaratmak istiyorlar. Bu da 2. Lozan’dır. Yani birinci Lozan’ı yendik ama önümüzde daha zorlu bir 2. Lozan vardır.

  1. Lozan ile 24 Temmuz 1923’te, Lozan Antlaşması ile Ortadoğu haritası yeniden çizildi ve Kürdistan toprakları Türkiye, Irak, İran ve Suriye arasında paylaştırıldı.
  2. Lozan ile aynı güçler yine Kürt topraklarını kendine katmak hatta kendi emperyalist politikaları için Kürtleri kullanma siyaseti öngörüyor.

 

  1. Lozan’da Kuzey Kürdistan merkezli olarak tüm Kürtlere karşı uygulanmak istenen bir projedir. Bu proje de ise maalesef ki en büyük rol Abdullah Öcalan’a verilmiştir. Bahçeli-Erdoğan- Öcalan arasındaki görüşmeler özünde başta Türk devleti olmak üzere Ortadoğu’da statükonun değiştirilmesini istemeyen güçlerin stratejisidir.

Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihli mektubu aslında 2. Lozan’a evet diyen Kürtler adına yapılan bir açıklamaydı. O mektup sadece PKK’ye yapılan bir çağrı değildi. Aynı zamanda 2. Lozan’ın yılmaz bir neferi olacağına dair yaptığı bir taahhütnameydi.

Kürtler için “külteralist hakları” bile çok gören Öcalan’ın açıklamasının başka bir tanımı yoktur. Öcalan için sıkça acaba Öcalan ajanmıydı, hainmiydi acaba 1970’lerden beri mi devletle ilişkisi vardı gibi bir çok tartışma yapılıyor. Aslında artık o tartışma bile anlamsızlaşmıştır. Çünkü artık her şey açıktır. Öcalan 1999’yılında daha uçaktayken “Devletime hizmet etmek istiyorum” dediği tarihten itibaren devlete verdiği sözü tutmuştur. O tarihten beri Öcalan ve 2. Lozan’ın garantörü olarak hazırlanıyor.

Bahçeli’nin “kurucu lider” diyecek kadar Öcalan’a değer vermesi elbette ki Öcalan’ın 2. Lozandaki misyonu ile ilgilidir. Bu nedenle 2. Lozan’a karşı çıkmak ile Abdullah Öcalan’ın Kürtlere dayatılan duruş, düşünce ve eylemlerine karşı çıkmak paralel düzlemde yürümelidir.

Diğer Haberler