Enfal Soykırımı Devletsizlikten Kaynaklandı

Enfal Soykırımı Devletsizlikten Kaynaklandı

Kürdlerin yaşadığı trajediler o kadar fazla ki, nerdeyse her gün bir katliamın/soykırımın veya benzer bir insanlık dramının yıl dönümüdür. 31 Temmuz’da bu kara günlerden biridir.

Irak’ın Kürdlere uyguladığı Enfal Operasyonu, 1986-1989 tarihleri arasında sürdü ve bu operasyonlarda 180.000 Kürd öldürüldü… Saddam Hüseyin’in Dokan Baraj Gölü’nün kapaklarını açmasıyla binlerce Kürd çamurlar altında kalarak yaşamını yitirdi…

Her ne kadar 1986-1989 yılları baz alınsa da, Enfal Soykırımı’nın ön hazırlıkları niteliğinde 1983’ten itibaren katliamlara başlandı.

Sekiz bin (8.000) Berzani erkeği (ki on yaşındaki çocuklar da bu gruba dâhildir) 1983’te evlerinden alıkonularak Irak çöllerinde katledildiler. 8 000 insanın katledilme biçimi Saddam Rejiminin vahşetini göstermeye yetiyordu. 8.000 insan diri diri toprağa gömülerek katledildi.

Nerdeyse tüm erkekleri katledilen Berzanilerın kadınları da Irak Devleti tarafından alıkonularak Musul ve Hewlêr’de zorunlu ikamete tabi tutularak bir nevi büyük bir hapishane yaşantısına mahkûm edildiler. Irak sömürgecilerinin katliamlara Berzan’lardan başlaması, Ulusal Kurutuluş Mücadelesi’nde Berzaniların öncü ve kararlı bir geleneğe sahip olmasıydı.

İçinde Halepçe Soykırımı’nın da bulunduğu sistemli soykırım sürecinde iki yıl içinde 182 bin Kürd farklı farklı yöntemlerle (her türlü uç ve insanlık suçu kapsamında olan yöntemlerdi) katledildiler. Bu Soykırım sürecinde kimyasal silahların alenen kullanılmış olması da ayrı bir insanlık utancıdır.

Soykırım sürecinde nerdeyse Güney Kürdistan’ın tüm köyleri yerle bir edildi ve doğası da tahrip edildi. Dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir zaman bu kadar kapsamlı ve vahşice bir soykırım henüz yaşanmamıştır. Kürdlerin katledilmesi ile yetinmeyen soykırımcılar, Kürdistan’daki canlı-cansız tüm varlıkları da yok etme yoluna başvurdular.

Bu soykırımda bütün dünyanın seyirci kalması, “Halkların Kardeşliği” ve “Ümmetçilik” adı altında Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da da Saddam ve Soykırım politikalarına destek gösterilerinin yapılması, soykırımcılarla dayanışma gösterilerinde  “Kürd” olduğunu iddia eden bazı yapıların/aktörlerin de yer alması en az soykırımın kendisi kadar üzücüydü.

Enfal ve diğer tüm katliam ve soykırımların devletsizlikten kaynaklandığı gerçeği, Kürdlerin devletleşmesine karşı olan herkesin hem geçmiş soykırımlarda hem de gelecekte yaşanabilecek benzer olaylarda pay sahibi olduğunun göstergesidir.

Dün Saddam ile dayanışma gösterisi yapanların bugün yine Kürdlerin devletleşmesine engel olmak için her türlü piyonluğu yapması tesadüf değildir. Bu “istikrarlı” Kürd/Kürdistan düşmanlıkları söz konusu yapıların sömürgecilerin taşeronu olduğu gerçeğini somut olarak gözler önüne seriyor.

Kürdler, Yeni Enfal’leri yaşamamak için devletleşmek zorundadırlar. Irak sömürgecilerinin katliamlara Berzan’lardan başlaması, Ulusal Kurutuluş Mücadelesi’nde Berzanların öncü ve kararlı bir geleneğe sahip olmasıydı.

Son IŞİD saldırıları gösterdi ki her an yeni soykırımlar hayata geçirilebilir. Güney Kürdistan’ın sınırlı kazanımı bile soykırımcılara karşı bir direniş ve ayakta kalmayı sağlıyorsa, devletleşme halinde hiçbir gücün bir daha soykırım emellerini Kürdler üzerinde deneme cesareti gösteremeyeceğinin kanıtıdır.

Enfal’de yaşamlarını yitirenleri saygı ile anarken, başta Irak Devleti olmak üzere, soykırımda rol alan, seyirci kalan ve Saddam ile “Halkların Kardeşliği ve Ümmetçilik” adı altında dayanışma içine giren herkesi insanlık adına lanetliyoruz. Devletsizlikten kaynaklanan Enfal Soykırımı, Kürdlerin devletleşmesine karşı olan herkesi de lanetliyoruz. Kürdlerin yaşadığı Enfal Soykırımı’nı ve diğer katliam ve soykırımların acısını kısmen de olsa hafifletecek tek şey Kürdlerin devletleşmesidir. Çünkü devletleşmek bir daha bu tür soykırımların yaşanmayacağının güvencesi olacaktır…

NOT: Enfal için “katliam” tanımı kullanmak ya bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor ya da egemen devletlerin kalemşorları tarafından yaratılan algı ile soykırımcıları aklanma amacından. Enfal, Soykırım sözleşmesinin 2. Maddesinde belirtilen ve Soykırım suçu olarak görülen tüm fıkraları bire bir Enfal’de yaşandı. Bu nedenle Enfal tereddütsüz bir Soykırım’dır…

Süleyman Akkoyun

Diğer Haberler