Kitabı dün akşam bir solukta okudum. Böğrüme yumruk gibi oturan, adeta içime sıkışıp kalmış bir ÇIĞLIK… Kitabın ismini haykırmak isterken boğazıma düğümlenen öfke, isyan ve acı… Sonra içimden insana, insanlığa ve onları yarattığını iddia eden kudrete bildiğim bütün bedduaları savurdum.
Bu nasıl bir karanlık, nasıl bir ihanet zinciridir böyle? ÇIĞLIK, yalnızca bir kitap değil; ihanetin, travmanın ve toplumsal hafızanın en kanlı sayfalarını gün yüzüne çıkaran bir tanıklıktır. Yaşanmış acıların, paramparça edilmiş hayallerin, sessizliğe mahkûm edilmiş vicdanların çığlığıdır. İnsan aklını sarsan, vicdanı lime lime eden ve insanlığın belleğine kara bir leke gibi kazınan hakikatleri bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadır.
Devletin zindanlarında işkenceye rağmen boyun eğmeyen, işgalcilere karşı yıllarca direnenlerin; mücadele umuduyla sığındıkları, ulusal kurtuluş hareketi maskesi takmış karanlık bir yapı tarafından birer birer hedef alınması… Doğmamış çocuklardan gerilla komutanlarına, yurtsever sivillerden siyasi kadrolara uzanan imha zinciri… Fiziksel katliamlarla birlikte psikolojik savaşın en kirli yöntemleriyle akılların, ruhların, umutların yok edilmesi… ÇIĞLIK, işte bu yok edişin tarihsel ve siyasal hafızasıdır.
Düşünün: Hayatınıza yön veren, canınızdan çok sevdiğiniz, idolünüz olan bir abiyi “hain” olarak görebilecek kadar zihninizi zehirleyen bir yapı… Onu sevgiden nefrete sürükleyen ideolojik bir manipülasyon…
Düşünün: Aynı toprağın, aynı mücadelenin insanı olan öz kardeşinizi, uğruna canınızı verecek kadar sevdiğiniz birini, kendi ellerinizle infaz etmeye zorlayan bir psikolojik teslimiyet…
Ve düşünün: Tüm bunların ardından, pepûk kuşu gibi yalnız, yaralı ve kanadı kırık kalan bir insanın, aynı yapı tarafından Avrupa’nın göbeğinde, insanlığın gözü önünde katledilmesi; bedeninin ve hatırasının asitle yok edilmesi…
ÇIĞLIK, yalnızca ihaneti değil; ihanete sessiz kalan, suskunluklarıyla suça ortak olan tüm aktörlerin de mahkûmiyet belgesidir. Bu kitap okunduğunda, yalnızca bireysel trajedilere değil, bir halkın hafızasında açılan onulmaz yaralara da tanıklık edilir.
Bu karanlık mekanizmaları kuranlar da, sustukça onlara yol verenler de… Hepsi ama hepsi tarihin en lanetli sayfalarına mahkûm edilmiştir. ÇIĞLIK, unutmamak, unutturmamak ve bir daha asla yaşanmaması için yazılmış bir bellektir.
Okuyun… Ve unutmayın: Bazı suskunluklar yalnızca sessizlik değildir; tarihin en ağır ihanetleridir.
Çeto Omeri