Dr. Sadık Şerefkendi’nin katledilmesinin üzerinden 33 yıl geçti

Berlin’de sürgün hayatı yaşayan ve İran Kürdistan Demokrat Partisi (KDP-İ veya HDK-İ) Genel Sekreteri Dr. Sadık Şerefkendi’nin de aralarında bulunduğu 4 Kürt siyasetçi 30 yıl önce 17 Eylül’de, Berlin’de katledildi. Suikastın arkasında, halen dünya çapında rejimi eleştirenlerin peşinde koşan İran gizli servisi vardı.
Kürdistan Demokrat Partisi eski Sekreteri Dr. Sadiq Şerefkendi 17 Eylül 1992’de Almanya’nın başkenti Berlin’de bulunan Myknos adlı bir restoranta üç arkadaşı ile birlikte İran istihbarat güçleri ile yaptığı bir görüşme esnasında silahlı saldırıya uğradı. Saldırı sonucu Şerefkendi ile birlikte KDP-İ’nin Avrupa Temsilcisi Fattah Abdoli, yine KDP-İ’nin Almanya Temsilcisi Homayoûn Ardalan ile İranlı muhaliflerden Nuri Dehkurdi yaşamını yitirdi. Uğradığı silahlı saldırı sonucu Şerefkendi’ye 10 kurşun isabet etmiş ve bu kurşunların hepsi başını hedef almıştı.
Dr. Sadiq Şerefkendi, İran Kürdistan Demokrat Partisi Serkreteri Abdurrahman Qasimlo’dan sonra partinin başına geçtmişti. Şerefkendi’de tıpkı Qasımlo gibi İran rejimi tarafından katledildi.
Saldırıda Dr. Şerefkendi, DHK-İ Avrupa temsilcisi Fettah Abdoli ve Almanya temsilcisi Humayum Ardalan ile İranlı muhaliflerden Nuri Dehkurdî hayatını kaybetti.
Saldırı anında Dr. Sadık Şerefkendi ile aynı masada oturan Perviz Desmalçi, saldırıdan yara almadan kurtulmayı başardı.
Berlin Mahkemesi, infaz emrinin İran hükümeti tarafından verildiğini ve uygulandığını doğruladı.
“Qasımlo ile Şerefkendi’nin aynı amaç için katledildiklerine ilişkin bazı belgeler elimize geçti” diyen Bronyosit, her ikisini katleden silahın aynı marka olduğunu ifade eder.
Şüphesiz İran rejiminin İran dışında gerçekleştirdiği ilk katliam değildi. İran’nın eski başbakanlarıdan Dr. Şapur Bextiyar 1991 yılında Paris’te, şair ve sanatçı Feruxzad 1992 yılında Almanya’nın Bon kentinde, İran Ulusal Uzlaşma Komitesi Başkanı Abdurrahman Burumend 1991 yılında Paris’te, İran Kürdistan Demokrat Partisi Sekreteri Abdurrahman Qasımlo 1989’da Viyana’da ve daha örnek gösterilecek bir çok kişi İran rejimi tarafından Avrupa’da katledildi.
Dr. Şerefkendi ve arkadaşlarının katledilmesinden 3 yıl önce, 13 Temmuz 1989’da, iki arkadaşı ile birlikte Avusturya’nın Viyana kentinde İran istihbarat ajanları tarafından katledildi. Onun da katilleri, tıpkı Şerefkendi gibi onlarla müzakere için oturanlardı.
Kasımlo ve arkadaşlarını katleden katiller ardından Viyana’daki İran büyükelçiliğinde gizlendi ve İran devletinin yardımı ile Avusturya’dan çıkarıldı.
Mykonos saldırısından kısa bir süre önce Berlin’e giden İran gizli servisi elemanlarından oluşan suikast ekibi, aynı şekilde kendisini güvende hissediyordu. Ekipte yer alan iki kişi Almanya’da kaldı ve cinayetten kısa bir süre sonra tutuklandı. Interpol yurt dışında üç kişiyi daha buldu. Tim dört Lübnanlı ve bir İranlıdan oluşuyordu. Suikasti planlayan kişi ise Kazım Darabi’ydi.
İran istihbaratı üyesi Kazım Darabi’nin dini lider Ali Hamaney ve dönemin cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani’den talimat aldığı anlaşıldı.
Olaydan bir yıl sonra Almanya polisi İranlı pasdarlardan Kazım Darabi ile üç Lübnanlıyı tutukladı. Sonrasında katliamın asıl sorumlusunun Abdurrahman Beni Haşmi olduğu ve Almanya’dan kaçtığı ortaya çıktı. Mahkeme bu üç kişiyi yargılayıp Kazım Darabi’ye ömür boyu hapis cezası verirken bir kişiyi de serbest bıraktı. Diğer şahıslar ise 5 ile 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırıldı.
Ömür boyu hapis cezası alan Kazım Darabi 2007 yılında serbest bırakıldı. Kazımı serbest bırakıldıktan sonra İran’a geri döndü. İran Dış İşleri Bakanı Kazımi’yi büyük bir coşku ile karşıladı.
Dönemin İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Refsancani ,İstihbarat Başkanı Ali Felahiyan ile birkaç İranlı yetkili Dr. Şerefkendi ile diğer arkadaşlarını katilleri olarak kabul ediliyor.
İran devleti ise katilamcı siyasetinden hiç bir şekilde vazgeçmiş değil.
Şerefkendi kimdir?
Sadıq Şerefkendi de tıpkı Seid Şerefkendi gibi tanınan biriydi. Şair ve öğretmen Hejar’ın kardeşiydi. 11 Ocak 1938’de Bokan’a bağlı Terexe köyünde dünyaya geldi. 1973’te Fransa’da Dr. Qasımlo’yla tanışır. 1779’da Demokrat Parti Komitesi Danışmanı olur. Qasımlo’nun katledilmesinden sonra İran Kürdistan Demokrat Partisinin Genel Sekreteri seçilir.