Kürt milleti, yüzyıllardır Ortadoğu’nun kalbinde, dört farklı devletin sınırları arasında bölünmüş bir halk olarak yaşamını sürdürdü. Bu uzun tarih boyunca, inkâr, asimilasyon ve baskı politikaları Kürt milletinin siyasal temsilini, kültürel varlığını ve toplumsal gelişimini sınırlandırdı. Kürtler, kendi topraklarında çoğu zaman söz hakkından mahrum bırakıldı; kimliği, dili ve iradesi görmezden gelindi.
Fakat tarih, her dönemde yeni bir sayfa açar. Son on yıllarda Ortadoğu’da yaşanan büyük değişimler, Kürt milletinin kaderini yeniden şekillendirecek fırsatları da beraberinde getirdi. Güney Kürdistan’da anayasal statünün kazanılması, Kürt milletinin iradesini siyasal bir çerçeveye oturttu. Rojava’da kurulan özerk yönetim modeli ise, halkın kendi geleceğini belirleme isteğinin somut bir yansıması oldu.
Saddam Hüseyin ve Beşar Esad rejimlerinin yıkılmasıyla birlikte bölgesel dengeler köklü biçimde değişti. İran ve diğer bölgesel aktörlerin etkisinin zayıflaması, Kürt milletine yönelik tarihsel ablukayı büyük oranda kırdı. Bugün Kürt meselesi artık sadece bölgesel bir dosya değil; uluslararası siyasetin, diplomatik gündemlerin ve küresel kamuoyunun yakından izlediği bir konudur.
Kürt milleti ve Kürdistan’daki özgürlük mücadelesi, dünya genelinde giderek daha fazla dikkat çekmektedir. Farklı halklar, düşünürler ve siyasetçiler Kürtlerin mücadelesine empatiyle yaklaşmakta; bu mücadeleyi Ortadoğu’da demokrasi, eşitlik ve halkların birlikte yaşama iradesi açısından örnek bir süreç olarak değerlendirmektedir.
Artık açıkça görülmektedir ki, Kürt meselesi yalnızca bir “kimlik sorunu” değil, aynı zamanda Ortadoğu’nun demokratikleşme sürecinin merkezinde yer alan tarihsel bir dönüşümün adıdır. Kürt milleti, yalnızca kendi özgürlüğü için değil, bölgedeki tüm halkların barış, adalet ve istikrar içinde yaşayabileceği bir gelecek için mücadele ediyor.
Bugün Kürt milleti, uzun ve zorlu bir mücadelenin ardından uluslararası arenada saygı gören bir siyasi özne haline gelmiştir. Bu süreç, sadece Kürtlerin değil, tüm Ortadoğu halklarının geleceği açısından yeni bir umut kapısı aralamaktadır. Tarih, artık Kürt milletinin sesini duyuyor; çünkü bu ses, adaletin, özgürlüğün ve onurlu bir geleceğin sesidir.
Çeto Omerî