PKK’nin silah bırakması ve  kritik süreç: Askerler neden öldü, PKK silah bırakma programını neden değişti?

PKK’nin silah bırakma programında kritik süreç: Askerler neden öldü, PKK silah bırakma programını neden değişti?

Kamuoyuna yansıdığı kadarı ile Erdoğan-Öcalan-Bahçeli’nin ortak süreç genel düzlemde bakılınca sorunsuz ilerliyor gibi görünüyor. Fakat son birkaç gündür yaşanan gelişmelere bakınca ortaya çıkan bazı pürüzler olduğunu düşünmek yanlış olmayacak.

Kısa bir hatırlatma yapalım.

  1. Hewler merkezli Rudaw 30 Haziran günü bir haber yaparak PKK’nin kısa süre içinde Süleymaniye çevresinde bir silah bırakma töreni organize edeceğini söyledi. Rudaw kendi kaynağını açıklamasa da bu bilginin PKK’ye yakın kaynaklardan aldığını söyleye biliriz. Hatta diye biliriz ki PKK bu sürecin başından itibaren bazı kaynaklara bilinçli olarak haber sızdırıp gündemi yönlendiriyordu. Silah bırakma içinde benzer bir taktik izledi. Gözler bir anda bu sürece yöneldi.

 

  1. DEM Parti 5 Temmuz günü silah bırakma sürecine dönük bir açıklama yayınladı. Ve tüm medya kuruluşlarının davetli olduğunu ve bunun “iktidarın bilgisi dahilinde olduğunu” söyledi. Hemen akabinde KCK sözcüsü Zagros Hiva’da benzer bir açıklama yaptı.

 

  1. 6 Temmuz günü Türkiye Millî Savunma Bakanlığı bir açıklama yaparak Pençe Kilit Operasyon bölgesinde önce 5 daha sonra 12 askerin hayatını kaybettiğini açıkladı. Açıklamada PKK’den “bölücü terör örgütü” olarak söz edildi.

 

  1. 6 Temmuz günü DEM Parti-İmralı heyeti İmralı adasını ziyaret etti. Yapılan görüşmenin ayrıntılı sonuçları açıklanmadı. Yapılan açıklamada iki nokta dikkat çekiyordu. Birincisi; Öcalan sürecin olumlu ilerlediğini söylemişti. İkinci nokta ise “Pençe Kilit alanında metan gazı zehirlenmesi (?) zehirlenmesi ile hayatını kaybeden askerler için Öcalan’ın büyük üzüntü duyduğu söylendi.

 

 

  1. 7 Temmuz günü ise DEM Parti -İmralı heyeti Erdoğan ile görüştü. Görüşmenin sonuçları kamuoyuna duyurulmadı.

 

  1. 7 Temmuz günü KCK gece yarısı yaptığı bir açıklama ile silah bırakma töreninin basına kapalı yapılacağını duyurdu.

 

 

  1. 8 Temmuz günü ise İmralı heyetinin Türkiye Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapacağı görüşme ertelendi. Açıklamaya göre erteleme program çakışması nedeni ile ertelenmişti.

 

Genel olarak manzaraya bakıldığı zaman aslında PKK’li gurubun silah bırakma programının önceden kararlaştırdığını görülüyor. Fakat son iki gün içinde ciddi değişiklikler oldu ve değişikliklerin   tümü Erdoğan ile görüşmeden sonra oldu. Bu değişikliğin iki nedeni var gibi görülüyor. Birinci neden askerlerin gazdan zehirlenmesi diğeri ise PKK’nin silah bırakma törenini bir şova dönüştürmesi.

 

Askerlerin Sida tüneline neden gitti, krokiyi HPG mi verdi?

12 askerin metan gazından zehirlenerek hayatını kaybetmesi kendi içinde pek çok çelişki barındıran bir konu. Çünkü TSK Pençe Kilit operasyonlarının başından bu yana PKK’nin onlarca tüneline girdi ve hatta bazılarından canlı yayın bile yapıldı. Fakat şu ana değin hiçbir tünelde hiçbir asker ne gazdan zehirlendi ne de mağara kapısında öldürülmedi. Tam da PKK’nin bir gurubunun silah bırakacağı günde bu olayların gerçekleşmesi tesadüf mü?

TSK açıklamasında askerlerin tam olarak zehirlendiği konum açıklanmıyor. Eldeki bilgilere göre olay Zap’ın doğusunda olay Zap’ın PKK’nin hastane olarak kullandığı Sida’da tünellerinde yaşandı. Sida tünelleri hakkında HPG Genel Komutanı Murat Karayılan 2023 yılında yaptığı bir konuşmada “buradaki direniş Dimdim kalesini geçti” demişti.  Fakat birkaç ay sonra tünel TSK tarafından ele geçirilmiş ve hatta tünelin krokisi bile paylaşılmıştı.

Aradan 1,5 yıl geçtikten sonra TSK’nın tünele 2022 yılında “ölen bir asker cenazesi aramak” için gitmesi ise oldukça kuşkulu ve ortada pek çok soru işareti var.

Hem PKK hem de TSK kendi içinde meseleyi abartmak istemese herkesin kafasında şu sorular var: “Asker cenazesinin Sida tünelinde olduğu bilgisini TSK’ya PKK’mi verdi?  Şu ana değin tünellere giren tüm askerler maske ve oksijen tüpü kullandığı halde bu kez neden kullanılmadı?  19 askerin beraber tünele girmesi askeri mantığa uygun mu? PKK’nin kullandığı tünellerde yüzlerce kişinin kalabileceği havalandırma kanalları olduğu halde içerde metan gazı nasıl birikti?

Ve en önemli soru: “Askerlerin zehirlenmesi sadece askeri bir hata mı yoksa sürece karşı bazı çevrelerin planladığı bir olay mı?

Öyle görülüyor ki devlet içinde de bu soruyu soranlar var ve PKK’nin silah bırakma programının ertelenmesinde bunun payı var.

Erdoğan “2. Habur vakası” istemedi?

19 Ekim 2009’da 34 PKK’li Habur sınır kapısından askeri kıyafet ile geçmiş ve otobüslerin üzerinde karşılanmıştı. O dönem de Türk devleti içinde büyük bir tartışma konusu olmuştu. Ve zaten süreç bilinen sebeplerle yürümemişti.

30 Haziran’dan bu yana PKK’nin silah bırakacak gurup programı konusunda yapılan propagandaya bakınca PKK’nin bu olayı da bir şova çevirecek bir program yaptığı görüldü. PKK’ye yakın kaynaklar Erdoğan’ın DEM Parti heyetine “2. Habur vakası istemiyoruz” dediği. Erdoğan’ın bu kararının Öcalan tarafından da kabul edildiği ve feshedilen PKK Yönetimine programı küçültün, sadeleştirin, hassasiyetleri dikkate alın” dediği belirtiliyor.

Süreç devam edecek mi?

Tüm veriler Bahçeli-Erdoğan’ın “terörsüz Türkiye” olarak adlandırdığı sürecin stratejik bir durum olduğunu ve tarafların bunun için çok yönlü bir çalışma yürüttüğünü gösteriyor. Ayrıca Öcalan’ın açıklamaları da onun da bu sürecin bir parçası olarak “üzerine düşen görevi yerine getirmekte tereddüt etmeyeceğini” ortaya koyuyor.

Fakat her iki taraf içinde de süreci engellemeye çalışan tarafların varlığı da görünüyor. PKK içinde Cemil Bayık ve ekibi -Öcalan’ın yürüttüğü-sürecin kendilerine ne getireceği kaygısı ile derin bir sessizlik içinde. Ayrıca Türk derinlerinde de sürecin akamete uğraması için çalışanlar var.

Tarafların gücü ve konjektürel gelişmeler ise “Terörsüz Türkiye” projesinin hızını ve yönünü belirleyecektir.

Diğer Haberler