Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK), PKK’nin Süleymaniye’deki silah bırakma törenini desteklediklerini duyurdu ancak çözümün tek taraflı değil, Kürdistan halkının iradesiyle mümkün olacağını vurguladı.
Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK) Basın Bürosu, 11 Temmuz 2025 günü Süleymaniye yakınlarında bir grup PKK’li tarafından yapılan silah bırakma açıklamasına dair değerlendirmede bulundu. Açıklamada, “Silah bırakmayı, savaşın ve ölümlerin son bulması açısından destekliyoruz” denildi ancak, PKK’nin bu adımının “Kürt ve Kürdistan sorununu çözmeye yetmeyeceği” belirtildi.
Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK) Basın Bürosu tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Silahların bırakılmasını destekliyoruz, Kürt ve Kürdistan sorununda muhatap Kürdistan halkı ve onun siyasi temsilcileridir
11 Temmuz 2025 günü, bir grup PKK gerillası, Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine, Güney Kürdistan’ın Süleymaniye şehri yakınlarında, silahlarını yakarak silahlı mücadeleye son verdiklerini açıkladılar. PKK’nin silah bırakmasını, savaşın, çatışmaların, Türkiye Devleti’nin askeri operasyonlarının, ölümlerin son bulmasını desteklediğimizi bir kez daha halkımıza duyurmak istiyoruz.
Ancak ve kuşkusuz, PKK’nin silah bırakması, Kürt ve Kürdistan sorunun çözümü anlamına gelmemektedir.
Kürt, Kürdistan sorununun çözümünde, ‘‘ayrı devlet, federasyon, özerklik ve kültüralist talepleri’’ reddeden, sorunu ‘’demokratik ulus, demokratik, cumhuriyet, ortak vatan’’ anlayışıyla, ‘’eşit vatandaşlık’’ temelinde çözmeyi öneren Öcalan, PKK ve DEM Parti’nin bu yaklaşımı; Türkiye Devleti’nin ‘’Tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek dil’’ siyasetinin farklı bir söylemle dile getirilmesidir.
Kürdistan sorunu, Kürt milletinin kendi geleceğini belirleme, Kürdistan halkının siyasi, coğrafi, milli bir statüyle kendi ülkesinde kendisini yönetme sorunudur. Kürt sorunu, Türkiye metropollerinde yaşayan Kürtlerin dil, kültür ve demokratik hak ve özgürlüklerinin sağlanması, Kürtlerin nüfus olarak çoğunlukta oldukları Türkiye metropol yerleşim yerlerinde de yerelde kendisini yönetebilme sorunudur.
Açık bir dille belirtmek gerekir ki, Kürt ve Kürdistan sorununda, bugünkü koşullarda konumu ve misyonu ne olursa olsun, tek bir örgütün ve şahsın muhatap alınması tarihi, siyasi ve hukuki olarak yanlıştır ve sorunun çözümünü daha da zorlaştıran bir yoldur. Sorunun muhatabı Kürt milleti, Kürdistan halkı ve bir bütün olarak onun siyasi temsilcileridir.
Bugün Kürt milletinin milli, coğrafik, siyasi statü talebi ile acil taleplerini bütünleştirecek, kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri içerecek bir programla milli, demokratik kalıcı bir ittifaka ihtiyaç vardır.
Böylesi bir kalıcı ittifakın yanı sıra, Kürt ve Kürdistan sorununun diyalog yoluyla, barışçıl, siyasal, demokratik ve sivil yol, yöntem ve araçlarla çözümüne zemin hazırlaması için, Kürtlerin acil talepleri ekseninde, KÜRT TARAFI oluşturulmalı ve KÜRT TARAFI Türkiye Devleti’ne muhatap olmalıdır.
KÜRT TARAFI’nın oluşturulması için, Kürt siyasi partileri, sivil toplum kuruluşları ve toplumda karşılığı olan etkili Kürt şahsiyetleri zaman kaybetmeksizin bir araya gelmeli, somut bir adım atmalıdırlar. İçinden geçmekte olduğumuz bu hassas ve önemli süreçte, milli, demokratik bir temsiliyetin oluşturulması hepimizin omuzlarında duran milli, tarihi bir görevdir.
Kürt milleti ve Kürdistan’daki tüm bileşenleri ve onların iradesini temsil eden KÜRT TARAFI ve Türkiye Devleti, uluslararası hukuk kurallarını ve deneyimleri de gözeterek masaya oturmalı ve şeffaf bir şekilde birlikte bir çözüm programı belirlemelidirler. Bunun dışındaki her yol, yöntem ve anlayışın sorunun çözümüne hizmet etmeyeceği ve sorunu daha da griftleştireceği açıktır.
Yine bu bağlamda, 11 Temmuz 2025 günü bir grup PKK gerillasının silah bırakması ardından, resmi ve gayri resmi kanallardan, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’nın konu ile ilgili ”tarihi bir açıklama” yapacağı duyuruldu. Beklenen “tarihi açıklama” 12 Haziran 2025 Cumartesi günü yapıldı. ”Terörsüz Türkiye” süreci olarak tanımlanan sürecin bir değerlendirmesi ve gelinen noktayı ifade eden genel bazı açıklamalar dışında, Kürtler açısından yeni hiçbir şey yoktu. Yeni olan şey hedefin ”Terörsüz Türkiye”’den ”Terörsüz Bölge”ye çıkarılması” ve bunun için de ‘’Türk-Kürt-Arap kardeşliğine dayalı’’ bölgesel yeni bir hegomanya stratejisinin sınırlarının çizilmesi oldu.
Erdoğan’ın dile getirmiş olduğu siyaset, öteden beri ”neo-osmanlıcılık” olarak dile getirilen bir bölgesel hegomanya stratejisinin farklı bir şekilde yeniden güncelleştirilmesidir. Bu stratejinin hayata geçirilmesi önünde Kürtler ve Kürt milli hareketi bir engeldir ve bu engelin ortadan kaldırılması için de öncelikle Kürtlerin her türlü milli talep ve özelliklerinden arındırılarak ”Türk devleti ve toplumu”yla bütünleştirilmesi gerekiyor. Erdoğan, Bahçeli ve Türkiye Devleti’nin son girişim ve siyasetini de, bu anlamda, Ortadoğu’da Kürtlerin lehine gelişebilecek muhtemel değişimlerin önüne geçebilecek bir savunma refleksi oluşturmak amacıyla yeni bir yayılmacı strateji geliştirme girişimi olarak değerlendirebiliriz.
Eldeki veriler, Recep Tayip Erdoğan, Devlet Bahçeli ve Türkiye Devleti’nin bir bütün olarak, Kuzey Kürdistan’da Kürtlerin milli demokratik hak ve özgürlüklerinin sağlanacağı bir çözüme kapı aralayacak ve Rojava Kürdistanı’nda halkımızın milli, demokratik hak ve özgürlüklerine, siyasi bir statü ile kendilerini yönetme hakkına saygıyı esas alan bir yaklaşım içinde olmadıklarını, tam tersine bunun önünü kesmek amacıyla bir ‘’yeniden yapılanmaya’’ gidildiğini göstermektedir.
Türkiye Devleti, 100 yıldır inkar, asimilasyon ve imha ekseninde sürdürülen bu siyasetten vazgeçmeli ve Kürt milletinin varlığını, ana dilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olması hakkı gibi temel, acil, milli, demokratik taleplerini, düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü karşılayacak, bu hak ve özgürlükleri anayasada garanti altına alacak adımlar atmalıdır. Siyasal, demokratik, sivil çalışmalardan dolayı verilen cezaların yok sayılması ve bu sebeplerle ceza alanların özgürlüklerine kavuşabilmeleri ve silah bırakan gerillaların özgür bir şekilde ülkeye dönebilmeleri için gerekli tüm yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
14.07.2025
Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK) Basın Bürosu