PKK’nin Avrupa’da yayın yapan medyasında Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan’ın bir videosu yayınlandı. Yayında Mehmet Öcalan, Öcalan’la son olarak yaptıkları aile görüşmesini anlattı. Mehmet Öcalan Abdullah Öcalan’ın “Rojava’dakiler silah bırakamaz” dediğini iddia etti. Veya kendisinden bu iddiada bulunması istendi.
Abdullah Öcalan 7 Temmuz günü ailesi ile bir görüş gerçekleştirdi. Feshedilen PKK’nin lideri Öcalan kardeşi Mehmet Öcalan ile görüştü. Mehmet Öcalan 12 Temmuz günü köyleri Amara’da, bir gurup siyasetçinin de katılımı ile görüşmedeki içerikleri PKK medyasının hazır bulunduğu guruba açıkladı. Mehmet Öcalan’ın açıklamasına göre Abdullah Öcalan görüşmede şunları söyledi: “Biz üzerimize düşeni yaptık, artık yapacağımız bir şey yoktur. Rojava’da Kürtler asla silah bırakamaz. SDG Tabqa’da Demokratik Suriye Cumhuriyetini ilan edebilir”.
Mehmet Öcalan’ın PKK liderinin açıklamasına dönük sözleri Kürtler arasında büyük tartışma yarattı. Kürtler “Madem Öcalan böyle düşünüyor o zaman neden bunu kendisinin direk konuştuğu mektup ve videoda açıklamadı” yorumunu yaptı.
Halkın bu yorumu oldukça doğru bir açıklamaydı. Fakat bundan daha fazlası var. Çünkü Türk devleti ile PKK’nin medyası ortak biçimde Kürtlere karşı bir algı operasyonu yürütüyor. Amaç ise Öcalan’ı aklamak…
Abdullah Öcalan artık dört parça Kürdistan’a karşı kullanılan bir karttır
Abdullah Öcalan’ın Şubat ayından bu yana yaptığı açıklamalar Kürtlerde büyük manevi kırılmalara yol açtı. Özellikle de 40 yıldır değişik düzeylerde PKK’ye sempati duyan çevreler Öcalan’ın söylediklerine karşı büyük öfke duyuyor. Kürtler artık “Öcalan teslim oldu, başka çare yok, bari gençler ölmesin” diyerek silah bırakmayı destekliyor ama Öcalan’ın şahsına karşı büyük bir kırılma yaşıyor.
Öcalan’ın Kürtler üzerinde yaratılan bu manevi etkisinin sarsılması hem PKK’nin hem de Türk devletinin en büyük kaygısı. Çünkü Öcalan Türk devletinin elinde Kürtlere karşı kullanılan stratejik bir kart. Devlet Öcalan kartını 1970’ler ve 1990’lı yıllar arasında Kuzey halkına karşı kullandı.
1990 ve 2010 yılında kartın kullanıldığı alan arttı ve hem Kuzey hem de Güney Kürdistan’a karşı kullandı.
2010’dan 2025 yılında Öcalan kartı Türk devletinin elinde daha büyük bir işlev gördü ve bu kez Güney ve Kuzey’e karşı kullanılan kart bu kez Rojava’ya karşı kullanıldı.
Günümüzde ise buna Rojava’da eklenmiş durumdu. Yani Türk devleti Öcalan kartını sadece kendi sınırları içinde değil dört parçadaki Kürtlere karşı kullanıyor.
Abdullah Öcalan için PR çalışması
Öcalan 1999’da “Ben taşeronum, beni kullanın tüm Kürtleri Türk devletinin hizmetine sokacağım” demişti. Ve şimdi işçe tam da bunu yapmasını sırası. Ortadoğu’da şu anda gelişen süreçte Öcalan bu vaatlerini yerine getirmek için sahneye çıkarıldı. Öcalan 1999 yılında İmralı’da Türk subayı Hasan Atilla Uğur’a şunları söylemişti “Şimdi ben bu adımları atınca bazıları çıkıp bana “hain” diyecek. Sizin bunu engellemeniz” lazım demişti. Şimdi işte tam olarak Öcalan için bu yapılmak isteniyor. Öcalan, Türk devletinin Ortadoğu kaosundan kazanarak çıkması için etkili olduğu siyaseti harekete geçirdi. Kürtler Öcalan’ın eli ile “Türk devletinin Misakı Milli ve Yeni Osmanlı” hayalinin Hamiye Alayları yapılmak isteniyor. Ve başarılı olması için de itibarını kaybetmemesi lazım.
Hem PKK hem de Türk devleti Öcalan’ın itibarı için harekete geçmiş durumda. Öcalan için tam anlamda bir PR ( Public Relation) çalışması yürütülüyor.
Öcalan’ın geçmişte Kürtlere dönük söylenmiş olumlu sözleri PKK medyası tarafından her gün servis ediliyor. Bize bu biçimde Öcalan’ın PKK Kongresine gönderdiği Kürtler için “çöplük” sözleri unutturulmak isteniyor.
Mehmet Öcalan’ın böyle şaşalı biçimde Öcalan’ın “Rojava görüşmelerini” açıklaması da aynı şeydir. Öcalan’ın 27 Nisan tarihli görüşme notunda Rojava güçleri için “İsrail’in Haşdi Şabi’si” demişti. İşte şimdi bize Öcalan’ın bu sözlerini unutturmak istiyorlar bunun için “Öcalan, Rojava silah bırakmamalı dedi” diyorlar.
Ve işin ilginci Mehmet Öcalan bunu Türk devletinin kontrol ettiği bir açıklamada söylüyor. Ve devlet görevlileri çıkıp Mehmet’in sözlerine itiraz etmiyor. Çünkü devlet te Kürtler Öcalan’ı inansın, hala ona “Serok Apo” desin istiyor.
Sosyal medyada PKK etkisinde ki Kürtler Mehmet Öcalan’ın açıklamışını paylaşıp Öcalan’a itibar kazandırmak için uğraşıyor. Aslında yıllardır inandıkları adamın “hain olduğunu” söylemek istemedikleri için Öcalan’ı aklayarak kendilerini aklamak istiyorlar.
Bu bir PR çalışmasıdır. Bu Kürtleri yavaş yavaş zehirleme projesidir.
Fakat sonuç olarak gerçeklerin bir gün açığa çıkmak gibi huyu vardır. Ve Öcalan’ın Türk devletinin elinde bir kart oluşu ve misyonu artık açığa çıkmıştır.
