Süleymaniye’de Talabanilerin çatışmasının arka planında neler var?

Süleymaniye’de Talabanilerin çatışmasının arka yüzünde neler var?

21-22 Ağustos günü Süleymaniy’de YNK siyasi tarihinin en kanlı iç çatışması yaşandı. Kuzen Talabaniler arasında yaşanan 4 saatlik çatışmalar sonucunda Lahur Cengi ve kardeşleri Polat ve Aso Cengi göz altına alındı. Polat Cengi’nin boğazından yaralandığı ve durumunun ağır olduğu belirtiliyor ve hastanede yoğun bakımda olduğu bilgisi var. Cengi kardeşlerin akıbeti ve son durumu hakkında ise hiçbir resmi açıklama yapılmadı ve şu saatlere kadar ne aileleri ne de avukatları ile bir irtibatları olmadı.

Resmi açıklamalara göre çatışmalarda 3’ü Süleymaniye asayişi, 2’si Lahur şeyh Cengi’ye bağlı güçlerden toplam 5 kişi hayatını kaybetti. Resmi olmayan kaynaklar ise Lahor Cengi güçlerinden 7 kişinin hayatını kaybettiğini belirtiyorlar.

Çatışmaların merkezi Lahor Cengi’nin Lalezar Oteli oldu. Çatışmalarda ağır silahlar kullanıldı ve otel tanklar ve panzerlerle vuruldu. Hatta Bafil Talabani’nin evine dron saldırısı yapıldığı iddia edildi. Fakat yerel kaynaklar dron saldırılarının Bafil Talabani’nin Lahor Cengi’ye tanklarla saldırmasını meşrulaştırmak için kendisi tarafından yapıldığını iddia ediyor.

Özetlediğimiz olayların arka planı ise oldukça karışık. Sonuç olarak, YNK açısından tarihi bir dönüm noktası ve Kürdistan Bölgesi içinde tehlikeli bir durumun varlığı görülüyor…

Lahor Cengi Talabani ve Bafil Talabani’nin ittifak ve düşmanlık tarihi…

Talabani kuzenler arasındaki çatışmaların tarihi oldukça eski. Celal Talabani’nin iki oğlu Kubat ve Bafel siyasetten uzak ve genelde Kürdistan dışında yaşadıkları için yeğen Lahor YNK içinde özellikle de anti-terör güçleri içinde etkili oldu.

Fakat Celal Talabani’nin 2012 yılında hastalanması ile beraber olayların seyri değişti. YNK, büyük bir sarsıntı geçirdi ve Kürdistan Bölgesi seçimlerinde 3. Parti oldu. Süleymaniye liderliğine Goran hareketine kaptırdı. Gittikçe güç kaybeden YNK kurduğu sistemi devam ettirmek için Mela Bahtiyar, Kosret Resul, Lohar Cengi, Şahnaz İbrahim gibi etkili isimlerin olduğu bir ortak yönetim kurdu.  İran bu YNK’nin dağılmasını engelleme sürecini bizzat koordine etti. Celal Talabani’nin oğulları Kubat ve Bafil’de artık siyaset sahnesinde daha görünür oldu.

2014 yılı ile beraber IŞİD saldırıları ve askeri konuların öne çıkması ile Lahor Cengi gittikçe görünür bir isim oldu. 2017 yılında Lahor Cengi ve Bafel Talabani Kerkük’ü Haşdi Şabi ve İran Devrim muhafızlarına teslim ettiler. İran ile stratejik ortaklık yaptılar. Kürtlerin Bağımsızlık Referandumuna karşı çıkan batılı güçlere de kendilerini KDP’yi bloklayacak bir güç olarak sundular. Sonuç olarak YNK Celal Talabani sonrası yaşadığı sarsıntıyı atlatmıştı.

Talabani ailesi ve İbrahim Ahmet ailesi çatışması

Fakat tehlike geçtikten sonra artık sıra iktidar paylaşımına gelmişti. Ve asıl kıyamet buradan koptu. İbrahim Ahmed’in kızı Şahnaz İbrahim vb isimler YNK’nin asıl sahibinin kendilerini olduğunu iddi ederek Talabani ailesini tasfiye etmek için Bafil Talabani’yi hazırladılar.

19 Şubat 2020’deki YNK Kongresinde Bafel Talabani ve Lahur Cengi eşbaşkan olarak seçildi.

2021 Temmuz’unda ise YNK tekrardan sarsıldı. Çünkü YNK içinde Hero İbrahim, Mele Bahtiyar, Kosret Resul gibi isimler zehirlenmişti.  Sorumlu olarak Lahur Cengi gösterildi.

Bu olay YNK tarihine 8 Temmuz çatışması olarak geçti.
O tarihten sonra da YNK içinde sular durulmadı. Bafil Talabani özellikle de anti-terör güçleri içinde etkili olan Lahor Cengi’yi zayıflatmak için ekonomik, siyasi ve cinayet hamleleri başlattı. Niyaz Dergeleyi, Hawkar Caf ve Akam Omer, Kani Murat gibi Lahor Cengi’nin as adamları öldürüldü.  Mallarına el kondu.

Bafil Talabani o tarihten sonra anti-terör güçleri başına getirdiği Wahap Halepçi ile beraber bir mafya örgütü gibi hareket etti.

Bafil Talabani’nin Irak seçimlerine hazırlığı ve tasfiye listesinde…

YNK özellikle 2012 tarihinden sonra kendisini KDP karşıtı olarak konumlandırarak kendine bir rant kapısı açtı. KDP’ye düşman tüm güçler tarafından desteklendi. İran, Haşdi Şabi, Batılı bazı güçler ve PKK bu güçlerin başında geldi.

20 Ekim 2024 yılında yapılacak olan Kürdistan Bölgesi parlamento seçimlerinde Bafil Talabani çok büyük bir başarı bekliyordu. Ve KDP’yi yenmek üzerinden motive olmuştu. Mikrofonlar kırdı, tehditler ve hakaretler yaptı. Buna rağmen seçimlerde istediği başarıyı alamadı.

Şimdi ise 11 Kasım’da Irak Parlamento seçimleri yapılacak. Bafil Talabani bu kez bu seçimde KDP’yi küçültmek için Şii güçlerle ittifak yapmış durumda. Ve bunun içinde Süleymaniye merkezli tehlike gördüğü tüm güçleri silip süpürmek istiyor.
Yeni Nesil Hareketi lideri Şaswar Abdulwahid 12 Ağustos’ta tutuklandı.

Ulusal Koalisyon lideri Aram Qadir ise 10 Temmuz’da tutuklandı. Hala tutuklanma nedeni açıklanmadı ve hakim karşısına çıkmadı. Ulusal Koalisyon Berhem Salih’in kurduğu bir parti.

Öyle görülüyor ki Bafil Talabani Irak seçimleri öncesi Süleymaniye’de bir ön süpürme yapacak.

Fakat bu sadece bu isimlerle sınırlı kalmayacak. Mele Bahtiyar ve Berhem Salih gibi isimlerinde yavaş yavaş Süleymaniye dışına itileceği ve mallarına el konacağı da kulislerde tartışılıyor. Yani operasyon bitmedi. Süleymaniye artık her gün bir tutuklanma, kuşkulu ölüm ve tehdidin yaşanacağı bir yer haline gelecek.

Bafel Talabani şimdi eskisinden daha tehlikeli

Bafel Talabani’nin Cengi ailesine karşı operasyonu sadece bir iç çatışma değildir. Bölgesel düzlemde de bir anlam ifade ediyor.

Kürdistan Bölgesi seçimlerinin üstünden neredeyse 11 ay geçmesine rağmen hükümet kurulamıyor. Bunun nedeni YNK ve KDP anlaşmazlığı olarak gösterilse de durum tam olarak öyle değil. Bafel Talabani Kürdistan Bölgesini istikrarsızlaştırmak ve Erbil hükümetini çalışamaz duruma getirmek isteyen tarafların telkini ile hükümet kurma çalışmalarını bilinçli olarak baltalıyor. Yani Kürdistan Bölgesi çalışanlarına 8 aydır maaşların gönderilmemesi, petrol kuyularının bombalanması, petrol ihracatının durdurulması gibi bir sürecin devamı olarak YNK hükümet kurulmasını bilinçli olarak engelliyor.

Süleymaniye içinde tank ve toplarla saldırılar yapan Bafel Talabani bundan sonra daha tehlikeli olacağı ve şiddet kullanmaktan hiç çekinmeyeceğini öngörmek yanlış değil. Bafel Talabani’nin bundan sonra namlusunu Erbil’e çevirmesi de beklenen bir durum.

Lahor Cengi’nin tasfiyesine kimler yeşil ışık yaktı?

Şimdi en çok tartışılan konu Bafil Talabani’nin böylesi bir operasyonu kimlerin onayını aldığı konusu. Bazı çevreler özellikle de KDP’nin adının meselede geçmesini istiyor.  Fakat yakından bakılınca KDP onayı olmadığını göre biliriz.

Çünkü ne Cengi ailesinin tasfiye olması ne de Bafel’in tek güç olması KDP çıkarlarına uygun değil.

Ethem Barzani’ye karşı Lahor Cengi’nin tasfiyesini istediler meselesi de doğru değil. Çünkü Ethem Barzani Kürdistan’da siyasi bir figür değil. Etkisiz ve sadece PKK ve YNK medyasının parlattığı biri.  KDP’nin onayı var demek basit bir söylem olur. Çünkü Bafel’in muhalifleri tasfiyesi KDP karşısında elini güçlendirmek içindir.

Lahor Cengi’nin yakalanmasına yeşil ışık Kürdistan Bölgesi’ne karşı örtülü bir savaş yürüten Şii cephenin yeşil ışığı ile oldu. Şii cephe Parlamento seçimlerinde YNK’nin daha iyi bir sonuç alması için muhaliflerin tasfiyesine yeşil ışık yaktı. Lahor Cengi adının Kasım Süleymani’nin öldürülmesinde geçmesi de Şii cepheyi güdümleyen başka bir etki.

Cengi ailesini tasfiye operasyonuna yeşil ışık yakan temel kişi Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşit ve eşi Şahnaz İbrahimdir.  Abdullatif Reşit Cumhurbaşkanı olması ve Süleymaniyeli olmasına rağmen olay hakkında tek bir açıklama yapmış değil. Eşi Şahnaz ise Cengi ailesinin tasfiyesindeki en derin kişidir. Bafel Talabani zaten Şahnaz İbrahim ile Reşit’in evine büyümüş ve manevi çocukları olarak gördükleri bir isimdir. Şahnaz İbrahim Bafel Talabani’nin gizli ruhu gibidir.

Diğer Haberler