Türk devletinin adını “Terörsüz Türkiye” koyduğu ve kamuoyuna kapalı olarak yürütülen projede yeni aşamaya geçildi. İmarlı ve MİT arasındaki görüşmeler kamuoyuna kapalı olarak yapılıyor. Bu nedenle de konuya dair pek çok konu kamuoyunda kuşku ile karşılanıyor. En son olarak da Mustafa Karasu’nun akıbeti konusu kamuoyunu meşgul etmişti. Fakat 1 Temmuz günü ilginç bir şey oldu Fakat 1 Ankara gurubu üyesi Mustafa Karasu ve İbrahim Kalın aynı anda Güney Kürdistan’da belirdiler.
Darka Mazi Karasu’nun akıbetini açıklamıştı?
PKK’nin Ankara gurubu üyelerinden Mustafa Karasu PKK’nin Mayıs ayında yapılan Kongresine katılmamış ve bunun üzerine kamuoyunda “Mustafa Karasu nerede?” biçiminde bir tartışma başlamıştı. PKK’nin bilinçli biçimde çevreye “Karasu öldürüldü” biçiminde bir haber sızdırdı. Birçok medyada da konuya dönük olarak haberler yapıldı. Darka Mazi kaynakları 3 Haziran günü konuya ilişkin yaptığı bir araştırmayı kamuoyu ile paylaşmış ve Karasu’nun uzun zamandır Rojava’da olduğu ve İmralı’ya gitmiş olabileceği yönünde de iddialar bulunduğunu belirtmişti.
Karasu ve Kalın İmralı’daki MİT Karargahında beraber miydi?
Dün yani 1 Temmuz günü konuya ilişkin olarak üst üste birçok gelişme yaşandı. Yaşananların zamanlaması da oldukça dikkat çekiciydi.
Gazeteci Ahmet Nesin, Mustafa Karasu’nun İmralı’da olduğunu dönük bir açıklama yayınladı. Ahmet Nesin PKK’nin Avrupa’daki medyası ile yakın ilişkisi olan bir isim. Ahmet Nesin’de bu bilgiyi Yavuz Özcan’dan aldığını duyurdu. Özcan PKK medyasının eski isimlerinden biri. Yani PKK bilinçli biçimde Karasu’nun İmralı’da olduğu haberini medyaya sızdırmıştı.
PKK’nin bunda yapmak istediği iki şey vardı: Birincisi süreç ilerlemiyor diye kitlede ve kadrosundaki inançsızlığı gidermek. İkincisi bu bilgiyi sızdırarak devlete elini hızlı tutmasını istemek.
Dün yani 1 Temmuz günü Mustafa Karasu’nun bugün PKK’nin Türkçe yayın yapan Medya Haber adlı kanalına katılacağı belirtildi. Zamanlama ve bazı olayların artarda gelişi oldukça dikkat çekiciydi. Çünkü yaklaşık üç aydır ortada olmayan Mustafa Karasu’nun tam da PKK’li bir gurubun silah bırakacağı haberleri çıktığı günlerde ortaya çıkmıştı. İkincisi ise aynı gün MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın da Hewler’de olduğu haberi geldi.
Öyle görülüyor ki Kalın ve Karasu ortak hareket ediyorlar. PKK’ye yakın birçok kaynak MİT’in İmralı’daki karargahında Mustafa Karasu, Bese Erzincan ve Elif Pazarcık gibi bazı PKK kadrolarının da yer aldığını belirtiyorlar. Yani Karasu, İbrahim Kalın tarafından İmralı’dan getirildi ve PKK’nin geri kalan yöneticilerinin yanına gönderildi. Bazı PKK’liler “Mustafa Karasu iki yıl önce Süleymaniye’den İran garantörlüğünde uçağa bindirilip Tahran’a gidiyordu, şimdi Türkiye garantörlüğünde geziyor” diyorlar.
PKK’li bir gurup silah bırakacak mı?
Bazı medya kaynakları PKK’nin bugün silah bırakacağı yönünde haberler yaptılar. Bu kaynaklara göre PKK’li bir gurup silah bırakacak. Ve kamuoyu da birkaç gündür bu haber üzerinden tartışıyor. Haberin doğru olma ihtimali çok yüksek. Kaldı ki bu gurupların silah bırakması, sonra tekrar kampına gitmesi gibi hususlar sadece kamuoyuna dönük yapılan bazı sansasyonel gösterilerdir.
Çünkü özünde İmralı’da zaten her anlaşma yapılmış ve Öcalan PKK’nin bölgedeki yeni duruma göre Türkiye çıkarları ekseninde kendini yenilemesini kabul etmiştir. Öcalan’ın 27 Şubat tarihli mektubunda “Kürtler için hiçbir şey istemiyoruz” tutumu şartsız koşulsuz bir teslimiyettir. Ortada bu denli büyük bir stratejik bir teslimiyet ve Türk devletinin bir parçası olma anlaşması varken geri kalan tüm meseleler teferruattır. Karasu madem ki uçakla İmralı’ya gide biliyor o zaman Süleymaniye’deki birkaç zavallı-dünyadan bihaber savaşçının yapacağı gösteri de anlamsızdır.
Bir yandan devletin bir yanda PKK’nin medyaya ara sıra sızdırdığı haberler kitlenin nabzını tutmak ve gündemi kontrol etmek içindir. Kürtlerin bundan daha çok “PKK, ne kazandı ki kendini fesh etti, Öcalan ne şart karşılığında örgütü teslim etti” gibi sorulara odaklanması en doğrusudur.