Kürdistan coğrafyasındaki halkların kültürel mirası, yalnızca etnografik bir zenginlik değil, aynı zamanda sömürgeci siyasal rejimlerin inkâr ve asimilasyon politikalarına karşı direnen kolektif bir hafızadır.
Bu coğrafyada Kürtlerin yanı sıra Ermeni, Süryani, Asuri, Yahudi,… halkları da binyıllar boyunca birlikte yaşamış, birbirlerinin diline, ritmine, motifine karışmış, ama kimliklerini de korumuşlardır.
Dolayısıyla Kürdistan folkloru dendiğinde yalnızca Kürtlerin kültürel üretimini değil; bu topraklarda yaşamış tüm kadim halkların, birbirini besleyen ortak yaşam kültürünün izlerini görmek mümkündür.
Fakat …
Ne yazık ki bu çok katmanlı folklorik yapı, modern ulus-devletlerin tekçi politikalarıyla sistematik olarak bastırılmış, yok edilmek istenmiş, büyük oranda da yıkıma uğratılmıştır.
Folklor, halkların yaşam tarzını, üretim biçimlerini, duygusal ve düşünsel dünyasını yansıtan sözlü, görsel ve işitsel bir kültürel kod alanıdır. Bu yönüyle sadece geçmişin değil, aynı zamanda bugünün siyasal iktidar ilişkilerini de içerir.
Özellikle Ortadoğu’daki devlet yapılanmaları, folkloru bir halk bilimi olarak değil, bir milli eğitim aracı, ulus yaratma projesinin parçası, hatta asimilasyonun ideolojik zemini olarak kurgulamıştır.
Türkiye, İran, Irak ve Suriye gibi çok dilli ve çok kimlikli yapılar barındıran devletler, bu çeşitliliği bastırmak için folkloru ‘devlet folkloru’ haline getirmiş, Kürdistan başta olmak üzere Mezopotamya’nın yerli halklarının kültürel üretimlerini ya yok saymış ya da onları kendi resmi kültürlerinin içine yedirmeye çalışmıştır.
Bu sistematik asimilasyonun en görünür yüzlerinden biri, halk oyunları ve geleneksel müziklerdir. Kürdistan’ın hemen her bölgesinde, tarihsel olarak kendine özgü oyun adları, ritim yapıları ve kol tutma biçimleri bulunur.
Halay, Govend, Tîk, Mil, Xirpanî,… gibi adlandırmalar farklı bölgelerde aynı kolektif beden ifadesini yansıtır.
Oyunlar, hem toplumsal aidiyetin hem de direnişin estetik biçimidir. Ancak bu özgünlükler, devlet destekli folklor çalışmalarıyla tahrif edilmiş, oyunların merkezi yerlerinden değil, geçiş noktalarından yapılan derlemelerle bozulmuştur.
Oyun figürlerinin kökeni belirsizleştirilmiş, ritmik yapı deformasyona uğratılmış, hatta bazı figürler devlet folklorunda “devlet milliyetçiliğinin” estetik temsiline dönüştürülmüştür.
Bu bozulmanın kökeninde yalnızca siyasal baskı değil, aynı zamanda akademik ve kurumsal altyapının eksikliği de vardır. Devletin desteklediği üniversitelerde ya da konservatuvarlarda yapılan folklor çalışmaları, çoğunlukla resmi ideolojiye uygun bir çerçevede yürütülmekte, Kürtçe başta olmak üzere yerel dillerde yapılmış halk anlatımları göz ardı edilmekte, yazılı olmayan kültürel mirasın aktarımı neredeyse hiç dikkate alınmamaktadır. Bu nedenle folklorun politik bağlamı, bilimsel titizlikle ama aynı zamanda etik sorumlulukla ele alınmalıdır.
Kürdistan folklorunun sınıflandırılması, bölgesel farklılıklar gözetilerek yapılmalıdır. Serhad, Botan, Behdînan, Hekarî, Dêrsim, Soran, Erdelan,… gibi bölgeler hem coğrafi hem de kültürel olarak birbirinden ayrılır.
Bu farklılıklar sadece oyun figürlerinde değil, müzik ölçülerinde, kıyafet motiflerinde, dans temposunda ve kol tutuş biçiminde de kendini gösterir.
Örneğin Botan folklorunun merkezi Cizîr (Cizre), Garzan’ınki ise Bedlîs’tir (Bitlis). Ara bölgeler, geçiş alanları olduklarından orijin vermez; dolayısıyla araştırmalar mutlaka merkez bölgelerde yoğunlaşmalıdır.
Buna karşılık bölgedeki Ermeni, Asuri ve Süryani halklarının folkloru da Kürt folkloru ile iç-içe geçmiştir. Ermenilerde bar olarak adlandırılan halk oyunları, Erzirom (Erzurum), Sêwaz (Sivas), Erzingan (Erzincan) gibi bölgelerde yoğunlaşırken, omuza atılan kol figürü belirgin biçimde Ermeni motifini tanımlar.
Asuri ve Süryani halkları ise telkari sanatı, dokuma teknikleri, müziksel ezgiler ve özellikle dans figürleri bakımından Kürt folkloruna belirgin katkılarda bulunmuştur. Bu durum, folklorun kültürel geçişkenlik içinde ele alınması gerektiğini gösterir.
Kostüm zenginliği de Kürdistan folklorunun önemli bir katmanıdır. Şal û şapik, şalvar, kiras û derpî,… gibi erkek kıyafetleri ile fîstan, xeftan, kûtik,… gibi kadın kıyafetleri bölgesel çeşitliliğin ötesinde, farklı halkların el sanatları becerilerinin de ürünüdür.
Örneğin şal û şapik dokumasında Süryani ustaların rolü büyüktür; şalvar ise Ermeni terziliğinin ürünüdür. Kadınların baş bağlamaları, süslemeleri ve kullanılan kumaşlar ipek yolunun Kürdistan’dan geçmesiyle büyük bir çeşitlilik kazanmıştır.
Renkler, desenler ve dokuma teknikleri bir kültürel etkileşimin canlı belgeleridir. Ancak bu kostüm unsurları bile zamanla devlet kültürünün içine entegre edilmeye çalışılmış, özgün bağlamlarından koparılarak müze objelerine veya folklorik gösterilere indirgenmiştir.
Mezopotamya halklarının folklorik varlığı, sadece estetik bir miras değil; siyasal bir hakikatler bütünüdür. Bu hakikat, halkların yaşadığı toplumsal kıyımların, sürgünlerin, zorla göçlerin, kültürel yok sayılmaların izlerini taşır.
Bu nedenle folklor, sadece müzik ve dans alanlarında değil; sözlü tarih, destan, efsane, ağıt, yemek kültürü, zanaatkârlık ve halk tıbbı gibi alanlarda da derinlemesine incelenmelidir. Ancak şimdiye kadar yapılan çalışmalar, bu zenginliği ancak küçük parçalara bölerek incelemiş, çoğu zaman eksik ve yanlış derlemelerle yetinmiştir.
Oysa …
Bu alanlarda yapılacak disiplinlerarası çalışmalar, Kürdistan folklorunu yalnızca estetik bir alan olmaktan çıkarıp, halkların tarihini, acılarını ve direnişlerini anlamaya yarayan bir düşünsel çerçeveye dönüştürebilir.
Bugün Kürdistan folkloru üzerine yapılacak her nitelikli çalışma, bir tür kültürel adalet arayışıdır. Bu çalışmalar, yalnızca geçmişin izlerini sürmekle kalmaz; aynı zamanda geleceğin kültürel çoğulculuğunu ve özgür yaşam tahayyülünü de kurar.
Bunun için bireysel çabaların yanı sıra kolektif, kurumsallaşmış ve yerinden yönetime dayalı halk kurumlarına ihtiyaç vardır. Sürgünlerden, inkârlardan, tahrifatlardan arınmış; özgünlüğüne ve halkların çok sesliliğine sadık bir folklor anlayışı, ancak bu şekilde inşa edilebilir.
Kaynakça
Smith, Laurajane. Mirasın Kullanımları. Routledge, 2006.
Hafstein, Valdimar Tr. Somut Olmayan Kültürel Miras Listeleri Üzerine. Routledge, 2007.
Clifford, James. Kültürün Sıkıntısı. Harvard Üniversitesi Yayınları, 1988.
Appadurai, Arjun. Küreselleşen Modernlik. Minnesota Üniversitesi Yayınları, 1996.
UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleşmesi Belgeleri: https://ich.unesco.org/tr
Shils, Edward. Gelenek. Chicago Üniversitesi Yayınları, 1975.
Şoreş, Rojda. Kürdistan’da Folklor ve Siyasal Bellek. Weşanên Nûdem, 1999.
Derheq, Fîraz. Kürt Halk Dansları ve Kültürel Direniş. Mezopotamya Kültür Vakfı Yayınları, 2008.