Zengezur Koridoru!

Zengezur Koridoru! Şehmus Özzengin, Peşinyan, Trump, Azerbeycan,

Zengezur Koridoru, Azerbaycan’ın ana topraklarını Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne ve dolaylı olarak Türkiye’ye bağlamayı amaçlayan stratejik bir ulaşım projesidir. Ermenistan’ın Syunik bölgesinden geçen bu koridor, kara ve demiryolu bağlantılarıyla Azerbaycan, Türkiye ve Orta Asya arasında ticari ve ekonomik entegrasyonu artırmayı hedefler. İkinci Karabağ Savaşı sonrası 10 Kasım 2020 ateşkes anlaşmasının 9. maddesi, bu bağlantının açılmasını öngörmüştür. Ancak, son dönemde ABD’nin koridoru 99 yıllığına kiralayacağı ve “Trump Köprüsü” ya da “Uluslararası Barış ve Refah Trump Yolu” adıyla işletileceği iddiaları ortaya atılmıştır. Bu iddialar hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde tartışmalara yol açmıştır. Aşağıda, bu konuya dair doğru bilgileri, kazananları ve kaybedenleri analiz ediyorum.

Zengezur Koridoru ve ABD Kiralama İddiaları

İddianın Kökeni: ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack’ın Temmuz 2025’te New York’ta yaptığı açıklamalarda, Zengezur Koridoru’nun 32-43,5 km’lik bölümünün 100 yıllığına bir Amerikan şirketine kiralanması önerisi gündeme gelmiştir. Bazı kaynaklar, bu önerinin Türkiye tarafından ortaya atıldığını ve ABD’nin buna destek verdiğini iddia etmiştir. Projenin “Trump Köprüsü” veya “Trump Uluslararası Barış ve Refah  Yolu” olarak adlandırılacağı ve otoyol, demiryolu, enerji hatları ile fiber optik altyapıyı kapsayacağı belirtilmiştir.

Ermenistan’ın Tutumu: Ermenistan hükümeti, bu iddiaları resmi olarak yalanlamıştır. Ermenistan Enformasyon Dairesi, egemenlik devri veya üçüncü bir tarafın kontrolüne izin verilmeyeceğini açıklamıştır. Ermenistan, koridorun kendi yasalarına tabi olmasını ve “Barış Kavşağı” adıyla alternatif bir proje önerdiğini savunmaktadır.

Azerbaycan ve Türkiye’nin Tutumu:

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, koridorun yabancı kontrolüne verilmesine karşı çıkmıştır. Bazı kaynaklar, koridorun %40 Türkiye, %40 Azerbaycan ve %20 Ermenistan payıyla işletileceği iddiasını öne sürmüş, ancak bu resmi olarak doğrulanmamıştır. Aliyev, koridorun “Ermeni yüzü görmeden” işlemesi gerektiğini vurgulamış, Türkiye ile ortak hareket edileceğini belirtmiştir.

ABD’nin kiralama önerisi, diplomatik bir çözüm önerisi olarak masaya gelmiş olsa da hem Azerbaycan’ın egemenlik hassasiyetleri hem de Ermenistan’ın eşitlik talepleri nedeniyle uygulanabilirliği sorgulanmaktadır. Ermenistan’ın iddiaları yalanlaması ve Azerbaycan’ın yabancı kontrolüne karşı çıkması, bu planın hayata geçme olasılığını düşük kılmaktadır. Ayrıca, 99 yıllık kiralama gibi uzun vadeli bir anlaşma, bölgedeki jeopolitik hassasiyetler nedeniyle gerçekçi bulunmamaktadır.

Zengezur Koridoru’nun Önemi

Zengezur Koridoru, jeopolitik ve jeoekonomik açıdan büyük bir öneme sahiptir.

Ticari ve Lojistik Bağlantılar

Koridor, Azerbaycan’ı Nahçıvan ve Türkiye üzerinden Orta Asya’ya bağlayarak, Çin’den Avrupa’ya uzanan “Orta Koridor”un (Bakü-Tiflis-Kars demiryolu) bir parçası haline gelebilir. Bu, tarihi İpek Yolu’nu canlandırarak Asya-Avrupa ticaretinde maliyetleri düşürebilir.

Zengezur Koridoru’nun işlevsel hale getirildiğini düşünürsek, bu Türkiye ve Azerbaycan arasında kesintisiz bağlantı, Türklerin hayal ettiği “türk dünyasının ekonomik ve kültürel entegrasyonunu” güçlendirir. Aslında ABD’nin “Güney Kafkasya’ya yöneldiği” iddiasını göz önüne alırsak, bu koridorun ABD’den çok Türkiye’nin bölgesel amaç ve çıkarlarına hizmet edecek. Acaba neden ABD, bunu bile bile yaparak, Türkiye’ye böyle bir kıyak yapıyor? Doğrusu merak konusu.

Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle kuzeydeki ticaret yollarının aksaması, Zengezur’u alternatif bir güzergâh olarak öne çıkarmaktadır.

Koridor, enerji hatları ve fiber optik altyapıyı destekleyerek bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacağı hedeflenmektedir.

Zengezur Koridoru’nun açılması durumunda kazanç sağlayabilecek aktörler şunlardır:

Azerbaycan: Nahçıvan’a doğrudan erişim, Azerbaycan’ın ekonomik ve siyasi bütünlüğünü güçlendirir.

Türkiye ve Orta Asya ile ticaretin artması, Azerbaycan’ın enerji ihracatını ve bölgesel etkisini artırır.

Koridor, Azerbaycan’ın jeopolitik konumunu stratejik bir lojistik merkezi haline getirebilir.

Türkiye: 100 yıldır Türklerin hayal ettiği, “Orta Asya ve Azerbaycan ile doğrudan bağlantı”, Türkiye’nin bölgesel liderlik rolünü pekiştirir. Bu da özellikle Kurdistan meselesinde ve bölgede alacağı röl ile ciddi bir tehlikeyi beraberinde getirir ve Kurdistan meselesinin çözümünü daha da zorlaştırır. Çünkü, Orta Koridor’un bir parçası olarak, Türkiye küresel ticarette kilit bir lojistik merkezi olur. Bu da Türklerin diktatoryal emellerini güçlendirir ve bölgede ciddi bir baskıcı devletin oluşmasına neden olur. Keza, Türkiye’nin enerji ve ticaret gelirleri artar, jeoekonomik etkisi güçlenir ve bunun Ortadoğu’daki yeniden yapılanma sürecine olumsuz etkisi olur ve daha çok sorun çıkaran devlet pozisyonuna sıçrar.

Türkmenistan, Kazakistan ve Özbekistan gibi ülkeler, Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına daha kolay erişim sağlar. Bu da bu ülkelerin Türkiye gibi diktatoryal ve ırkçı devlete bağlığı artırır.

Her ne kadar bu Zengezur Koridoru, “bölgesel ticaret ve ekonomik bağları güçlenir” beklentisi amaçlanıyorsa da, özünde bu ciddi şekilde Türkiye gibi Kurd ve Kurdistan’a zulüm yapan bir ülkeye kan verir ve elini güçlendirir.

Zengezur Koridoru, “enerji hatları ve fiber optik altyapıyı destekleyerek bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacağı hedeflendiği” idia edilse de, bu bazı devletlere daha çok avantaj sağlayacaktır. Mesela Çin’e, “Bir Kuşak Bir Yol projesi” kapsamında, Zengezur Koridoru Çin’in Avrupa’ya ulaşımını hızlandırır ve maliyetleri düşürür. Daha kısa ve güvenli bir ticaret rotası, Avrupa’nın Asya’dan ithalatını kolaylaştırır.

Eğer Ermenistan, koridordan gelir paylaşımı ve ticaret avantajı elde ederse, ekonomik kalkınmasına katkı sağlanabilir. Ancak, mevcut anlaşmazlıklar ve egemenlik kaygıları bunu sınırlayabilir. Çünkü, Ermenistan; “Zengezur Koridoru’nun bölgenin jeopolitik yapısını değiştireceğini, Ermenistan’ın güvenliğini tehlikeye sokacağını ve Ermenistan’ın parçalanmasına zemin hazırlayacağını “ düşünerek itiraz etmektedir.

Koridorun açılması durumunda bazı aktörler dezavantajlı konuma düşebilir:

İran, Zengezur Koridoru’nun Ermenistan’la kara bağlantısını kesebileceği ve jeopolitik dengeleri değiştirebileceği” gerekçesiyle projeye karşı çıkmaktadır. İran’ın bölgedeki etkisi azalabilir. İran’ın Kuzey ve Kuzeybatı karayolu bağlantısı “Türkiye’ye bağımlı hale” getirebilir. Bu konuda, özellikle Azerbaycan ve Türkiye’nin güçlenmesini sağlayacak ve bu İran’ın işine gelmiyor. Bu noktada, bu proje ile, bir barbar ve işgalci devlet dışlanırken, başka bir barbar ve işgalci ülkenin Kurdistan üzerindeki eli güçlendirilmiş oluyor!

Onlar için kaybetme riski taşıyan ülkelerden biri de Rusya’dır. Rusya, 2020 ateşkes anlaşmasında koridorun güvenliğini sağlama rolüne sahipti, ancak Ukrayna savaşı ve bölgesel etkisinin zayıflaması nedeniyle bu rolü kaybetme riskiyle karşı karşıya. Ayrıca, Ermenistan’ın demiryollarını devletleştirme girişimi, Rusya’nın Zengezur Koridorundaki etkisini daha da azaltabilir. Rusya için ikinci başka bir dezavantaj ise, koridorun Batı kontrolüne geçmesi, Rusya’nın Güney Kafkasya’daki stratejik konumunu zayıflatır.

Ermenistan, koridorun kendi egemenlik haklarını ihlal ettiğini düşünerek projeye direnirse, ekonomik ve ticari fırsatlardan mahrum kalabilir. Onun için Ermenistan’ın projeye dahil olma ve olmama kararsızlığı önemli bir sorun olarak duruyor. Çünkü, İç politikada, Nikol Paşinyan hükümeti bu konuda muhalefetten baskı görmektedir, bu da siyasi istikrarsızlığa yol açabilir ve Ermenistan’ın elini zarflayabilir. Ayrıca, ABD’nin koridorda dominant bir rol üstlenmesi, Ermenistan’ın AB ve Fransa ile stratejik ortaklıklarını zayıflatabilir.

 ABD’nin kiralama önerisi hem Azerbaycan’ın egemenlik hassasiyetleri hem de Ermenistan’ın eşitlik talepleri nedeniyle uygulanabilirlik açısından zayıf görünmektedir. Ayrıca, “Trump Köprüsü” gibi isimlendirmeler, projenin siyasi bir vitrin olarak algılanmasına yol açabilir.

Türkiye ve Azerbaycan, koridorun yabancı kontrolüne verilmesine karşı çıkarak, Türk dünyasının çıkarlarını koruma önceliğini vurgulamaktadırlar. Bu talep de ilerde “Türki bir cephenin bölgede baş göstermesine” neden olacaktır. Sanırım bu tehlike gözden kaçıyor.

Projenin uygulanabilirliğini tehlikeye sokan başka faktörler de var. İran’ın “kırmızı çizgi” olarak gördüğü sınır değişiklikleri ve Rusya’nın “bölgesel etkisinin azalması”, projenin uygulanmasını zorlaştırabilir.

Ermenistan’da, Paşinyan hükümeti, koridorun yönetimi konusunda dış aktörlere izin verirse iç politikada ciddi eleştirilere maruz kalabilir.

Zengezur Koridoru, bölgesel ve küresel ticaret için stratejik bir fırsat sunarken, aynı zamanda jeopolitik gerilimlerin odağında yer almaktadır. ABD’nin 99 yıllık kiralama iddiası, Ermenistan tarafından yalanlanmış ve Azerbaycan ile Türkiye tarafından reddedilmiştir, bu nedenle şu an için uygulanabilir bir plan değildir. Koridorun açılması durumunda, Azerbaycan, Türkiye, Orta Asya ülkeleri ve Çin gibi aktörler ekonomik ve stratejik kazançlar elde edebilirken, İran ve Rusya’nın bölgesel etkileri azalabilir. Ermenistan, projeye entegre olursa kazanç sağlayabilir, ancak egemenlik kaygıları nedeniyle bu fırsatı kaçırma riskiyle karşı karşıyadır.

Şehmus Özzengin

Diğer Haberler