İttihat ve Terakki Dönemi ve Ön Asya Topraklarındaki Etnik Politikalar: Kürd ve Ermeni Toplulukları Üzerine Tarihsel Bir Analiz

İttihat ve Terakki Dönemi ve Ön Asya Topraklarındaki Etnik Politikalar: Kürd ve Ermeni Toplulukları Üzerine Tarihsel Bir Analiz

Osmanlı İmparatorluğu’nun 1908 yılında ilan edilen İkinci Meşrutiyet’i, devletin siyasi ve toplumsal yapısı üzerinde önemli etkiler yaratmıştır. Bu dönemde kısmi de olsa özgürlük ortamı sağlanmışsa da, Osmanlı Devleti’nin 1911–1913 yılları arasında yaşadığı Trablusgarp ve Balkan Savaşlarındaki yenilgiler, bu özgürlük ortamının sürdürülebilirliğini engellemiş, devletin toprak bütünlüğünü ve istikrarını derinden sarsmıştır.

İkinci Meşrutiyet’in ardından kurulan beşinci hükümet olan ve tarafsızlığıyla bilinen Gazi Ahmet Muhtar Hükümeti, 29 Ekim 1912 tarihinde istifa etmiş, yerine Hürriyet ve İtilaf Fırkası’na yakınlığıyla bilinen Kıbrıslı Mustafa Kamil Paşa hükümeti kurulmuştur. Ancak İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC), bu hükümete baştan itibaren muhalefet etmiş, Edirne’nin Bulgaristan’a verileceği propagandası ile hükümeti yıpratma girişiminde bulunmuştur.

23 Ocak 1913 tarihinde Babıâli’de düzenlenen toplantı sırasında Enver Paşa ve İTC’nin tetikçilerinden Yakup Cemil’in organize ettiği baskın, hükümetin fiilen devrilmesine yol açmıştır. Bu baskın sırasında Harbiye Nazırı Nazım Paşa ve bazı güvenlik görevlileri hayatını kaybetmiş, Enver Paşa, Mustafa Kamil Paşa’nın elinden istifa mektubunu alarak Sultan Reşat’a sunmuştur.

Bunun sonucunda Mahmud Şevket Paşa sadrazamlığa atanmış ve böylece 1908–1913 yılları arasındaki koalisyon hükümetleri dönemi sona ermiş, İTC tek başına devlet yönetiminde iktidar olmuştur.

İTC’nin şiddet politikaları, kısa süre içinde kendi üzerine dönmüş ve 11 Haziran 1913 tarihinde Mahmud Şevket Paşa, Beyazıt’tan Babıâli’ye giderken suikaste uğramıştır. Bu suikast sonrasında 12 kişi idam edilmiş, Hürriyet ve İtilaf Fırkası kapatılmış ve yöneticileri sürgüne gönderilmiştir. Sultan Reşat’ın sınırlı müdahalesi, İTC’nin despot ve etnik ayrımcı politikalarını hayata geçirmesini kolaylaştırmıştır.

İTC’nin iktidara gelmesinin ardından öncelikli hedeflerinden biri, Ön Asya topraklarında yalnızca Türk ulusundan oluşan bir devlet inşa etmekti. Bu doğrultuda, Asur, Kürt, Rum, Pontus, Ezidi ve Ermeni toplulukları üzerinde uygulanan politikalar, önceki dönemde karşı oldukları II. Abdülhamid’in uygulamalarının farklı bir versiyonu olarak hayata geçirilmiştir. Bazı uygulamalar Birinci Dünya Savaşı sırasında gerçekleştirilmiş, diğerleri ise Cumhuriyet’in ilk yıllarında Kemalist kadrolar tarafından devam ettirilmiştir.

İTC’nin bu politikalarının teorisyenleri arasında Dr. Nazım, Mehmet Ziya Gökalp ve Dr. Bahattin Şakir öne çıkmaktadır.

Dr. Bahattin Şakir, 1915 başlarında yapılan gizli bir toplantıda, Türk olmayan unsurların hangi ulustan veya dinden olursa olsun ortadan kaldırılması gerektiğini belirtmiş ve dinin bu süreçte engel teşkil etmeyeceğini, ifade etmiştir. Bu görüşler, Birinci Dünya Savaşı sırasında uygulamaya konan tehcir ve katliam politikalarının ideolojik çerçevesini ortaya koymaktadır.

Bazı modern akademisyenler, Kürtlerin gönüllü katılım iddiasıyla bu politikaların uygulanmasında rol oynadığını ileri sürmektedir. Ancak tarihsel kaynaklar ve belgeler, devletsiz bir halkın zorla dahil edildiği bu süreçlerin sorumluluğunun, merkezi yönetim kadrolarında olduğunu göstermektedir. Zorla dahil edilen bir grubun, devletin organize ettiği şiddet politikalarında doğrudan sorumluluk taşıdığı kabul edilemez; bu, tarihsel bağlam ve güç ilişkileri göz önüne alındığında açıkça görülmektedir.

Genel olarak, İkinci Meşrutiyet dönemi ve İTC’nin iktidarı, Ön Asya topraklarında yaşayan Asur, Kürt, Rum, Pontus, Ezidi ve Ermeni toplumlarının kaderini derinden etkilemiş, bu süreçler modern tarih araştırmaları açısından kritik öneme sahiptir. Tarihsel sorumluluk analizinde, merkezi devlet politikalarının ve ideolojik kadroların rolü öncelikli olarak değerlendirilmelidir; devletsiz halkların zorla dahil edilmesi, onların sorumluluğunu artırmaz, yalnızca manipülasyon ve zorlayıcı politikaların varlığını gösterir.

Diğer Haberler