Abdullah Öcalan’ın PKK kadroları ile yaptığı Telekonferansın tutanakları…

Abdullah Öcalan’ın PKK kadroları ile yaptığı Telekonferansın tutanakları...

İmralı- Devlet-Kandil arasındaki üçlü ilişkilerin 1999 yılından bu yana devam eden ve çoklu ve gizli bir ilişki ağı var. Özellikle de Bahçeli’nin başlattığı süreç ile beraber bu üçlü arasındaki ilişki de şekil değiştirdi. Kamuoyunu manipüle etmek için yansıtılanlar aslında buz dağının çok küçük bir bölümü. Öcalan’ın gerek PKK yönetimi, gerekse de Rojava ile özellikle de ağustos ayındaki silah yakma eyleminden sonra birçok kez görüşme yaptığı belirtiliyor.

Aşağıda okuyacağınız belge ise Öcalan’ın PKK fesih kongresinden önce PKK Kadroları ile telekonferansa ait tutanaklar.

Telekonferansta 4 PKK Kadrosu  bir MİT görevlisi de hazır bulundu

Yapılan Telekonferansı düzenlemek ve oradaki PKK Yöneticileri ile tartışmak için MİT’in üst düzey bir görevlisi (Belgede adı Hakan olarak geçiyor) telekonferansın yapılacağı alana gidiyor. Ve görüşme esnasında da salonda hazır. Ayrıca salonda kalabalık bir PKK gurubu da hazır. Fakat kameraların önüne oturan dört isim var. Tutanak tutan kişinin ismi ise T. olarak geçiyor. Bu kişinin daha sonra 11 Temmuz’da silah bırakan guruptaki Tekoşin Ozan ( Esmen Ayaz) olduğu iddia edildi. Yanlız görüşmeye katılan diğer kişilerin ismi net.

  1. Sabri Ok,
  2. Songül Çelik (Dilar Sıvas) PKK’nin Avrupa Diplomasi ve kadın hareketi yöneticilerinden.
  3. Remzi Kartal
  4. İlham Ahmet (Ronahi Efrin)

Görüşme 2 Mayıs tarihinde gerçekleşmiş. Yani PKK’nin kendini fesih kongresi başlamadan 3 gün önce. (Bazı PKK’ye yakın çevreler görüşmenin PKK’nin kendini feshkongresi gerçekleştirdiği salonda yapıldığını belirtiyorlar. Murat Karayılan’ın hazır olduğu kongre değil ana kongre ve Cemil Bayık’ın katıldığı kongre salonu. Aynı çevreler kongrede yöneticilerin yaptığı konuşmaların video kayıtlarının Hakan adlı MİT yöneticisi tarafından İmralı ve Türk devletine götürüldüğünü iddia ediyor. Fakat bu bilgiyi doğrulatamadık). Ayrıca görüşmenin Süleymaniye’de yapıldığı yönünde de bilgiler var.

Üst düzey bir MİT görevlisinin PKK’lilerle bu kadar yakın ilişki kurması elbette ki karşılıklı güven ve diyalog konusunda ileri adımlar atıldığını gösteriyor. Ayrıca ilişkilerin hem eski olduğunu hem de hala devam ettiğinin de bir işareti.

Ayrıca belgede bu görüşmenin ilk olmadığı daha öncede benzer görüşmelerin yapıldığı yönünde de bir çok ibare var.

Telekonferansta bulanan herkes görüşmenin sızma ihtimaline karşı oldukça temkinli konuşmuş ve soyut ifadeler kullanmış. Öcalan ise oldukça net biçimde bu süreci baskı altında başlatmadığını zaten İmralı’ya gittiği zamandan bu yana bunun için çalıştığını belirtiyor. Ayrıca Öcalan açık biçimde “Demokratik Cumhuriyeti kurmak bir Kürdistan’ı kurmaktan daha kıymetlidir benim için” diyecek kadar da rahat konuşuyor.

Aşağıda okuyacağınız belge elimize ulaşan halidir. Yazı tarafımızdan sansürlenmemiş veya değiştirilmemiştir.

Belgenin başında toplantı başlamadan önce yapılan hazırlıklara dönük bir açıklama var.

 Toplantının yapılacağı salonda yaklaşık 10 dakika beklendi. Ada’da Başkan ile muhatap olan Hakan isimli yetkili de Türkiye’den bir gün önce gelmişti ve salonda hazır bulunuyordu. 10 dakikadan sonra telefon çaldı ve konferans başlayacak diye ekranın önündeki toplantı masasının etrafındaki sandalyelere oturuldu. 4 arkadaş (S, R, D ve İ.A) ekranın yani kameranın karşısına oturdu, T arkadaş da tutanak tutmak üzere masanın başına oturdu. Ekran açılır açılmaz Başkan ve her yanına bir arkadaş olmak üzere Öz ve Dr. arkadaşlar oturuyordu. Arka sırada ise Hamili, Ömer ve Veysi arkadaşlar oturuyordu. Toplantıyı Başkan elinde kağıtlar ile açtı.

Öcalan: 

Herkese selamlarımı iletiyorum. PKK’nin Kurucu Genel Başkanı sıfatıyla son konuşmamı yapacağım.

Bu bileşeni Demokratik Kominler Birliğinin hazırlık komitesi olarak tanımlıyor ve belirtiyorum. Sempatizanlarımız dahil, bütün çevrelerimizdekilerin ve hatta karşı rakip güçlerin de dikkatle değerlendirmelerini tarihi bir inisiyatif olduğunu belirterek, onlara da önemli görevler düştüğünü belirterek başlıyorum. Tüm taraflar bunu dikkate almalıdır.

Ayrıyeten biraz sonra sorularınızı alacağım. Arkadaşlar ne diyor. Beklentileri nedir bunları ve sorularınızı almak istiyorum. Bahçeli’nin tarihi çağrısını, elini havada bırakmamak gerektiğini söyledim. Bu sorunu devletle Demokratikleşme temelinde çözerim dedim. İmralı’ya ilk geldiğimde de bir uhde olarak o zamanda ifade etmiştim. Son çağrı da benim şahsi inisiyatifimle gerçekleşmiştir. Hayırlı bir imkân olarak değerlendirdim bu son fırsatı da. Bunu ben hazırladım ve bugüne kadar da getirdim. Bilinmeli ki burada bir dayatma kesinlikle söz konusu değildir.

Bugün bu toplantı yeni bir eşiktir. Önemli ve tarihi bir eşiğin aşılmasıdır. Böyle ele alınmasını umuyorum. 4 Maddelik yani dört başlıklı bildirgem sizlere ulaştı sanırım. Bu eşiği atlatmak tek taraflı bir iyi niyet beyanıdır. Şimdilik bunları belirteyim. Şimdi isterseniz sorularınızı alayım. Sorunlarınız nedir onları belirtebilirsiniz. Evet Sabri…

Sabri Ok: 

Başta yönetim adına saygılarımızı belirtiyoruz. Önderliğimizin inanılmaz bir yoğunlaşma ile büyük bir sorumluluk yüklendiğini biliyoruz. Halklar için büyük çabalarınızı selamlıyoruz. Bizler de yoğunlaşmaya, anlamaya çalışıyoruz. Biraz bilgilendirme yapmak istiyorum.

Öcalan: 

Evet sorularınız var mı? Sorularınız nedir?

Sabri Ark:

İzninizle biraz bilgilendirme yapmak istiyorum. Son 10 yılda şiddetli bir savaş yürüttük. Boğaz boğaza bir savaş yaşandı. 50 metre, 100 metrelik alanlarda bile çatışma halindeydik. Türk devleti ile hala aynı pozisyonda ve iç içe haldeyiz. Biz Önderliğimizin çağrısına ateşkes ile cevap verdik. Ama üslup değişmedi saldırılar devam ediyor.

Başkan:

(Araya girerek) Evet bunları anlıyorum. Kesinlikle anlaşıldı. Cevap vereceğim bunlara. Var mı başka bir sorunuz var mı? Remzi senin var mı?

Remzi Kartal: 

Halk ve Avrupa örgütü adına saygılarımızı iletiyoruz. Çağrınıza yönelik verilen destek Avrupa alanındaki Newroz’da en üst düzeye ulaştı. Çağrınıza güven ve katılım var. Ancak d. Toplumu inşa da hala eksik ve yetersizliklerimiz var. Halk büyük destek veriyor adımlarınıza. Devletin politikalarına dair halkın endişeleri var.

Öcalan

Tamam anlaşıldı. İlham sen bir şey diyor musun? 

İlham Ahmed:

Selam ve saygılarımızı sunuyoruz. Size Rojava’nın bağlığını iletmek istiyorum. Kuzey Suriye konusundaki görüşleriniz bize ulaştı. Burda da sizi dinlemek istiyoruz.

Öcalan:
Mektubum size ulaştı mı? Karşı duran kimse var mı? İtiraz eden var mı?

İlham Ahmed:  

Hayır başkanım karşı çıkan kimse yok. Fakat Ahmet Şara yönetiminden şüphelerimiz var. Türkiye’nin yaklaşımından şüphelerimiz var.

(Na Serokê min kesê li hember derkeve tune ye. Her kes li gel banga we ye. Lê ji rêveberiya Ahmet Şara guman heye. Ji nêzikahiyên Tirkiyeyê guman hene.)


Abdullah Öcalan Rojava yönetiminin sınırları ve gümrükleri  Şam’a teslim etmesini istedi

Öcalan: 

Benim bu çağrım önemlidir. Açık söyleyelim.  Her şeyimizi söyledik ve her şeyi dile getirdik. Yeni dönem demokrasi dönemidir. Yeni dönemde devletler yoktur. Biz demokratik Suriye’nin birliğini koruyacağız. PYD, Demokratlar Birliği Partisidir. Siz bu ad altında büyük bir hareket oluşturdunuz. Ben sizi takip ediyordum. Yerel demokrasi çok önemlidir. Bunu ne Suriyi devleti ne de Şara yönetimi yapa bilir. Şimdi Suriye’yi Ahmet Şara temsil ediyor. İnanıyorum ki o da bu yeni programımızı anlayacaktır. Biz demokratik bir anayasa istiyoruz. Ülke demokratik olursa artık silaha gerek de kalmaz. Demokrasi olursa silah düşmanlık nedeni de olmaz. Dış sınırlar ve gümrük devlete teslim edilmeli. Siz kendi iç işlerinizi yürütün. Daha sonra bu konuya değineceğim. Şimdilik bu kadar yeterli.

Diğer arkadaşların soruları var mı? Kadın bir arkadaş var. PAJK mı? Sorularınız var mı?

Dılar Sıvas: (Songül Çelik)
Ben Avrupa kadın hareketinden doğru katılıyorum Başkanım. Başta tüm kadın arkadaşların selamı var. Arkadaşların sorularına katılıyorum ben de. Ayrıca bu süreçte bizlere düşen görevler nelerdir?..

Öcalan:

(Başkan hatırlamaya çalıştı arkadaşın kim olduğunu. Sabri Ark ‘Sivaslı Dılar, yanınızda da kalmış şeklinde araya girdi. Başkan tamam deyip hemen söze girdi)

Yani garip ve anormal bir şey yok. İtiraz yok. O zaman tamamdır anlaşıldı. Benim esas aldığım şey şu; soru ve sorun varsa onu dinlemek istiyorum.

Suriye devletinin dağılması ile beraber yeni bir durum var. Gerek İran gerek Irak’ın da içinde bulunduğu durum, Kasrı Şirini aşmıştır. Suriye ve Irak dağıldı nerdeyse. 100 yıl önce yapılmış olan Musul anlaşması var. Gizli maddeleri var denilir bilemeyiz. Ayrıca Skys Picot anlaşmasının da şartı bu sözünü ettiğim rejimlerin ayakta kalması şartına bağlıydı denir. Şimdi o devletler ne haldedir görüyoruz. Onlar ortadan kalktı. Bir de Lozan için de geçerliliği 100 yıldır. Onu da geçenlerde kutladık zaten. Bu yüzden yeni bir durum var. Gerek, İran, Suriye ve Irakta’ki durum ile mevcut Skys Picot durumu değişmiştir. Yeni bir durum var. Türkiye’nin de ciddi bir Anayasa sorunu var.

Öcalan: PKK’yi iki nedenle fesh ediyorum

Biz PKK ile bağımsız Kürdistan için yola çıktık. Partimizin programında bel kemiği madde bağımsız bir Kürdistan idi. Bunun öncülüğünü ben yaptım. Şimdi bunu değiştiriyoruz ve bundan vazgeçiyoruz. Elinize gelen bildirgede de yer alıyor. İki sebep ile bu kararı alıyorum. Birincisi; bizim üzerimizde reel sosyalizmin etkisi vardı. Şimdi reel sosyalizmin çöküşünün gerçekleştiği bir yerde ben ulusların kendi kaderini tayin etme hakkını ve devletçi ulusal kurtuluşçu yaklaşımları irdeledim. Bunun bir ilke olamayacağını anladım. PKK kendini 90’lardan sonra aşırı tekrar etti. Nitekim Özal’ın da dediği gibi ‘Artık miadını doldurmuş bir hareket’. Özal’ın girişimi aslında bu sorunu bir şekilde çözüme imkân vermişti. Ancak norm dışı güçler devlet içinde ve PKK içinde harekete geçtiler ve o girişim sabote oldu. Şak diye sabotaj gerçekleştirdiler ve çalışma boşa düştü.

Abdullah Öcalan’ın PKK kadroları ile yaptığı Telekonferans Görüşmesi….

İkinci neden; 90’lılardan beri yani 30 yıla aşkındır bu çark kaybet kaybet şeklinde döndü. Özal başaramadı. Biz de durduramadık bu durumu. Kim ne derse desin bu sorumluluğu alıyorum ve ulus devlet amacından geri dönüyorum. Ulus devlet yerine Sosyalizme dayalı demokratik ulus, demokratik toplum olabilir. Bunu sadece Türkiye için değil tüm dünya için bu görüşleri savunuyorum. Çağrımdaki Demokratik Toplum küresel çapta bir yaklaşımdır ve böyle bir yoğunlaşmanın sonucudur. İleriki tartışmalarda derinleştiririz. Siz de perspektifleri okur değerlendirirsiniz. Devamı da gelecek okursunuz.

Fiilen yapılanı öz itibarıyla tamamlıyorum. PKK’nin feshini artık resmiyete geçiriyoruz. Ben bir ara bu PKK’den istifa ediyorum dedim. Hatırlarsınız.

Sabri Ok:  

Evet Başkanım. 6. Kongre sürecinde dediniz.

Öcalan: Bir sosyalist olarak söylüyorum şiddet ve savaşa dayalı sosyalizmi red ediyorum

Öcalan:
Evet o kongrede istifamı sundum. PKK miladını tamamlamasının sebeplerinden biri de; PKK katı Kürt inkarının koşullarında doğdu. Ancak inkar koşulları bitmiştir. Bilinmeli ki PKK inkarı durdurdu ve rolünü oynadı. Bu temelde ömrünü tamamladı. Demirel bile ‘Kürt realitesini tanıyorum’ dedi. PKK sosyalizmi geliştiremez. Çünkü PKK kendi içinde demokrasiyi geliştiremediği gibi dışını da yeterli düzeyde örgütleyemedi.

PKK’nin amacı ulus devlet idi. Silahla stratejisine ulaşma amacı vardı. Ulus devlet amacı taşımak bir silahlı mücadeleyi gerektirir. Ancak ulus devlet ve ulusal kurtuluş yaklaşımında gerçekleştirdiğimiz değişim ile buna artık gerek yok. Bir sosyalist olarak söylüyorum. Şiddete ve savaşa dayanan bir sosyalizmi red ediyorum. Mao’nun dediği ‘devrimin yolu namludan geçer.’ sözüne katılmıyorum, yanlış buluyorum. Ben diyorum ki sosyalizm ancak barış ve demokratik zeminde inşa edilebilir. Bunun dışında bir yol mümkün değildir. İlkesel olarak sosyalizm şiddet ile inşa edilemez. Bu bir ilkedir. 

Diğer bağlı maddeyi de şöyle ifade edebilirim; peki bir araç olarak bu silahı elimizden aldınız. Bu kadar saldırı var. Vuruluyoruz. Saldırı oluyor. Biz nasıl böyle bir karar alabiliriz? Ne olacağız? şeklinde sorularınız oluyor. Bu konuda haklısınız. Bunun yerine ne koyacaksınız diye sorabilirsiniz. Şimdi buna karşı diyeceğim şudur; Demokratik siyaset ve hukuki boyut oldukça önemlidir ve bunu geliştireceğiz.

Birçok arkadaş gelecek Türkiye’ye. Bunu hukuk çözmeli. Hukuki boyut diyoruz. Belki hemen olmaz ama hukuki düzenleme ile bu yapılacak.

Bunu bu metinden okuyayım: (Başkan elindeki metinden harekete gönderdiği perspektifin ilgili kısmından bir paragraf okudu)

Üçüncü maddemiz: Devlet, PKK ile diyalog ve görüşmeye kapalıdır. Bu olmazsa olmaz bir madde değil. Ama müzakere ve sağlıklı diyaloğa gidecek bir yol için PKK’nin devreden çıkması gerekir. Bunun için fesih bu kilidin açılması ve diyaloğa giden yolun açılması olacak. Ayrıca kamuoyu da aynı hassasiyete sahiptir. Kimse kolay kolay PKK ile görüşemiyor.

Perspektifi de 4. Madde de etraflıca ifade etmişim. Bunu burdan okuyorum. (Başkan metinin ilgili maddesini okudu)

Öcalan: PKK’nin ve devletin içinde süreci bozmak isteyenler var

Demokratik Siyaset hakkı kanunen tanınmak zorunda. Yolları açık olacak. Dikkat edin bu yeni koşulların oluşması fesihe bağlı. Bunu başaracağınıza inancım var. Bundan kuşkum yok. Kongre feshinden sonra adım atılacak deniyor. Devlet adına norm güçler evet diyorlar. Ama norm dışı güçler bozabilir, tedbir almalısınız.

Bu görüntülü konferanstan sonra yeni bir süreç başlar diye düşünüyorum. Devlet ne kadar yanaşır bilemeyiz. Başta sayın başkan ve diğer yetkililer ile yaptığım görüşmeler için diyorum ki; Norm devlet ile görüşüyorum. Ama arkada norm dışı güçler var. PKK’nin ve devletin içinde de var. Hassas yaklaşılmalı ve kesinlikle bozmaya izin verilmemeli.

Biz burada görüşüyoruz ve tartışıyoruz. Devlet yetkilileri ile görüşüyoruz. Ne kadar sürer bu hazırlıklar netleşmelidir. Onlara da söyledim. Uzatmamak gerekir. Devlete de diyorum. Sizden de ricam, uzatmadan, süreci bulandıracak, zora sokacak şeylere girmemeniz ve zamana yaymadan gereğini yapmanızdır. Şimdi paradigma değiştiriyoruz. Burdaki arkadaşlar ile tartışıyoruz. Yazının girişini size gönderdim aldınız herhalde.

Sabri Ok:  

Evet ulaştı başkanım.

Öcalan:

7 maddeliktir. Bitirmeye çalışıyorum. Bitince göndereceğim. O da gelecek size. Demokratik Toplum Birliği olacak. Beni başka bir şey ile tanımlamayın. Bu benim programım. Kim ne düşünüyorsa düşünsün, söylesin. Tercihini yaparlar. Benim programım diğer parçalar için de geçerlidir. Ama ben kararlıyım.  Barzani gibi de olmayacağız. Federe devlet falan olmayacağız. Demokratik birlik temelinde hem onlarla hem Talabani ile ilişki geliştireceğiz. Irak ve İran ile de demokratik çözüm müzakereleri geliştirilsin. İran için özellikle PJAK’a selamlarımı söyleyin ve demokartik bir müzakare başlamalı. Rojava da kendi yerel demokrasisi içerisinde kendi yöneticilerini seçmelidir. Avrupa da zaten çalışmalarını yürütür. Remzi dinliyorsun değil mi? Demokratik Toplum Sosyalizmi en kolay ve uygun şekilde Avrupa’da uygulanabilir. İlham’a da söyledim yerel demokratik yapı dedim.

Değerli Yoldaşlar. Bazıları söylüyor işte. ‘Bu kongre beni hüzünlendirdi, büyük bir acı ve duygusallık vs var’ gibi sözler var. Açıkçası ben hiç öyle olmadı. Yani hüzünlenmedim. Duygusallaşmadım. Öyle de olmayacağım. Kendim kurdum kendim sonlandırıyorum. 52 yıl, 1 ay 10 gün önce kurdum. Şimdi de yeni bir birlik yani Demokratik Birlik Sistemini geliştiriyorum. 5. Ciltte yani kitabımdan programı vardı. Size gönderdiğim metinde ve yeni politik rapor da var daha da olacak. Elinizde olacak. Retleriniz ve eklemelerinizi yaparsınız.

Şimdilik bunları belirtiyorum.

Bir slogan ile bitirmek istiyorum; ‘İnsanlıkta ısrar sosyalizmde ısrardır’.  Daha önce de söyledim. Reel sosyalizm çökünce söylemiştim. Herkesin paniklediği ve sosyalizme olan inancın zayıfladığı zamanda söylemiştim. Reel sosyalizm yenilgiye, demokratik sosyalizm zafere götürür.

Öcalan: Ortadoğu’yu demokratikleştirmek için Türkiye’den destek istiyorum 

Sabri Ok:

Yoğunlaşıyoruz. Anlamaya çalışıyoruz. Müzakere süreci olacak mı? Nasıl olacak? Demokratik müzakere süreci nasıl ilerleyecek?

Öcalan:
Anladım açayım. Geçmişteki gibi tek taraflı inisiyatif bitti. Irak, İran ve Suriye ile diyaloga girin geliştirin. Demokratik birlik temelinde müzakereler geliştirin onlarla. Türkiye ile de bunu geliştiriyorum. Bu yeteri kadar anlaşılmıyor. Devletçi kalıplarla yaklaşıyorsunuz. Bugün çalışma grubunda kıyameti kopardım. Üç yönetim şekli var; devlet yönetimi, iktidar yönetimi bir de demokratik yönetim biçimi var. Biz sadece yönetim olacağız. Çünkü yönetim demokratiktir.  Bizim anlayışımız yönetim anlayışıdır. Yani demokratik yönetim. Biz onu esas alacağız. Hatta biz sadece demokratik olacağız, iktidar olmayacağız. Şunu tekrar söylemek isterim; İran, Irak ve Suriye’ye bunu dayatmak altın değerindedir. Türkiye’ye de bunu öneriyoruz. Ortadoğu’yu demokrasiye açacağız. Bunun için Türkiye’den bu konuda destek isteyeceğim. Bu programa demokratikleşmiş bir Türkiye öncülük edebilir. Demokratik birimlerimizi devlete dayatacağız.

Sabri Ark:

Peki Önderliğin kendisi bu görüşmeleri yapabilir mi? Suriye, İran ve Irak’ta sorun var. Bunlar için devreye girebilir mi Önderlik?

Öcalan: Biz devleti beraber yönetmek istemiyoruz, biz demokrasi istiyoruz

Başkan:

Kendi demokratik birliğinizi devletlere anlatacaksınız. Bunun mücadelesini yürüteceksiniz. Demokratik Birliğin mücadele tarzı farklıdır. Devletin bir parçası olamaz. Suriye bir devlettir. Türkiye de bir devlettir. Bunlara karşı değiliz. Devletten demokratik birliklere dokunmamasını isteyeceğiz. Devlete karşı devletçilik yapmayacağız. Bunu anlamıyorsunuz. Şarra ile anlaşma devleti birlikte yürütme anlaşmasıdır. Söz ettiğimiz bu değil. İlham Ahmet bunu anlamalı ve bunu doğru aktarmalı

Demokratik Toplum anlayışımız faşizme karşı da en etkili savunmadır.

İlham Ahmed: 
Em dixwazin pirsgirêkên xwe çareser bikin bi Şarra re. Lê ew dibeje Tirkiye tesir li ser me dike û destûrê nade em çareseriyê pêş ve bibin. (Biz sorunu Şarra ile sorunu çözmek istiyoruz. Fakato diyor ki Türkiye bize müdahale ediyor ve sorunu çözmemize izin vermiyor.)

Öcalan: 

Tam alamadım. Anlayamadım. Türkçesini alayım kısaca.

Sabri Ok: 

Ben açayım. Diyor ki; Biz Şarra ile konuşuyoruz sorunları çözmeye çalışırken, engeller çıkarıyor. Türkiye’nin baskısından söz ediyor.

Öcalan: 

Türkiye’de yetkililer ile konuşacağım. Bunları anlattım, anlatacağım. Acale edilmeyecek. El birliği ile bu meseleyi çözeceğiz.

Açık konuşuyorum ve size de açık söylüyorum; Demokratik Cumhuriyeti kurmak bir Kürdistan’ı kurmaktan daha kıymetlidir benim için.

Abdullah Öcalan’ın PKK kadroları ile yaptığı Telekonferans Görüşmesi tutanakları

Sabri Ok:

Bizim açımızdan çok seçenekli bir ilişki zemini var. Devlet ve örgütler güçler var. İlişki geliştirmek istiyorlar.

Öcalan:

(Başkan araya girdi) Anladım. Çoklu seçenekler ve ilişkiler diyorsunuz. Bol seçenekler diyorsunuz. Ama Gazze’yi hatırlıyorsunuz. Ukranya’yı hatırlıyorsunuz değil mi? Onların başına ne getirildi biliyorsunuz değil mi? Bir sürü güç destek verdi ve sonra ortada nasıl bıraktıklarını biliyorsunuz değil mi? İlham ustalıkla ilişki geliştiriyor. Önemlidir. İlişki geliştirirsiniz buna bir şey diyemem. Bunların sorumluluğunu siz alacaksınız. İlişki geliştirmeyin demiyorum. Ama sonuçlarını kendiniz hesaplayacaksınız. Anlıyorsunuz Sabri ve Remzi arkadaşlar değil mi?

Ben bugün sevinçliyim. Çünkü yükümden kurtuldum, sizlere devrediyorum. Ayrıca Yeni vaatlerim var, yeni hedeflerim var.

Remzi Kartal:

Asrın çağrısıyla örgüt olarak ve halk olarak netiz. Sorun devlette var. Siz çağrı yapın PKK’ye. Sonra adım atılacak. Sonra da kongre yapın adımlar öyle atılacak dendi. Devletin adım atmadan oyalama hali kuşku yaratıyor…

Öcalan:

Anladım sevgili Remzi. Sizi de devleti de tanıyorum. Karşınızdaki Apo ham iş yapmaz. Burada 27 yıllık yaşamamın özetinin özetini çıkararak yaşıyorum. Burada her gün yoğunlaşıyorum. Halk bana güveniyor. Benden kötü iş çıkmaz

Devlet de böyle tanıyor diye umuyorum. Devlet ile görüşmeler yapıyorum. Beni anladıklarını düşünüyorum. Gerekli adımları atacaklarını düşünüyorum.

Sabri Ok:

Ama iktidar öyle gözükmüyor. Öyle bir izlenim vermiyor…

Öcalan:

Ben devlet ile görüşüyorum. İktidarla, Partiler ile işim yok. Norm devlet ile görüşüyorum. Hakan Bey yanınızda. O öyle bir insandır. Değerlidir. Umarım bundan sonraki zamanlarda barış yemeği yersiniz.

Sabri Ok:

Bir bilgilendirme yapmak istiyorum. Barzani ile görüşme talebi oldu ama bu görüşme gerçekleşmedi daha. Bu konuda bize daha bir dönüş olmadı.

Öcalan: 50 yıldır, Kandil’i, Suriye’dekileri ben yaşatıyorum, siz anlamıyorsunuz 

Öcalan:

Yetkililer orda. Hakan Bey orda. O da bilsin bir öneri yapacağım. Barzanilerden birileri ile görüşmeliyim. Bu inisiyatif benim. Ayarlanması gerekir bu görüşmenin.

Sabri Ok:

Önderlik görüşürse etkili olur. Bizi değil sizi dinlerler. Sizi esas alırlar. Görüşmeniz iyi olur.

Öcalan:

Ne demek istediğiniz anlıyorum. Teşekkür ederim bu bağlılığı kıymetli buluyorum. Desteğe ihtiyacım yok, destek kısmını saklı tutuyorum. Abartmıyorum kendimi ama ben sizi yaşatıyorum. Kandil’i ben yaşatıyorum. Suriyedekileri ben yaşatıyor ve ayakta tutuyorum. Bunu anlamıyorsunuz. 50 yıldır Kandil neyin sayesinde yaşıyor bilmeli. Nasıl yaşadığımızı biliyorsunuz. Anlamıyorsunuz yeterince.

Sabri Ok:

Biz hep Önderliği geç anladık. Yetersiz anladık. Acısını yaşıyoruz.

Öcalan:

Neden acı çekiyorsunuz. 60 yaşındasınız. Hafız Esat anlamadı, bitersin dedim. Çıktım ve yıkıldı. Türkiye’ye de söylüyorum. Birisi Türkiye için bu yıl parçalanma yılıdır. Eğer çözüm geliştirmezse o da sorun yaşar. Ben neyi ayakta tuttuğumu biliyorum. Kendi bağlılığınız var. Saygı duyuyorum. Ama ben neyi ayakta tuttuğumu biliyorum. Farkında olacaksınız. Doğru anlamalı, doğru uygulamalı ve doğru ayakta kalmalısınız. Burada Hamili var. Sanırım bir selam verirsiniz. (Karşılıklı sesli selamlaşma oldu)

Tarihi bir gündür bugün. Evet devam edelim. Kandil’in demogojisi diyeceğim. Gerçek Apo önünüzdedir. Kimse bana bir dayatmada bulunamaz. Ne siz ne devlet. Evet başka bir şey var mı?

Sabri Ok:  

Dediğim gibi anlamaya uygulamaya çalışıyoruz. Anlamaya çalışıyoruz. Ancak devletten adım bekliyoruz.

Öcalan:

Tekrar eleştiri yapacağım. Abartıyorsunuz. Böyle zavallı gibi konuşmayın. Bakın ben buradayım. Her gün görüşme yapabilirim ama beklemiyorum böyle bir şeyi. Biz bir şey istemiyoruz. Devlet engel olmasın yeter. Bundan daha fazla bir şey beklememeliyiz. Türkiye’de demokrasiden anlayan kimse yok. Onlara demokrasiyi ben öğreteceğim. Demokrasi devletten pay almak değil. Öz güvenlik sizin işiniz. Bir kişinin ölmesini istemem. Ama bunu siz sağlayacaksınız.

Sabri Ok:  

Öz gücümüzü sormuştunuz. Son görüşmede dile getirmiştiniz. Bizim öz gücümüz sizi anlama ve direnme gücümüzdür.

Öcalan:

Bombalama devam edebilir. Saldırılar olabilir. Kendinizi koruyacaksınız. 3 ay mı olur, 2 ay mı olur, bir şey diyemem.Ama elde silah demokrasi ve barış olmaz. Demokratik mücadele silahtan daha güçlüdür.

Sabri Ok:

Gerekenler yapılmazsa bu durumda kimse silah bırakmaz. Biz silah bırakmayız.

 

Dilar Sivas:

Başkanım, kadın hareketinin iktidar sisteminde, yani erkek egemenlikli sistemin içinde kendini var etme mücadelesi yürütmesi. Önderliğin kadın hareketine stratejisini harekete geçirmede öncü rol biçmesi bu bağlamda anlaşılırdır. Kadınlar bu süreci erkeklerden daha fazla anlama ve uygulama potansiyeline sahip.

Öcalan:

Evet. Kadınlar daha başarılı oluyor çalışmada. Erkeklerden daha çalışkan ve disiplinliler.

Devlet ile karşılıklı bir iyi niyet var. Sonsuza kadar düşman kalamayız. Eskiden devletin yemeğini yemek haramdır derdim. Şimdi diyorum ki; Hayır. Devlet de verse de o benim payım. Vergim ve emeğim var dedim. Devlet benimdir. Ama norm dışı devlet komplocudur. Ama devleti dönüştürüyoruz. Ben her şeyi bilerek siyaset yürütüyorum. Bizim diyalog halinde olduğumuz devletin bu değişimidir. Tabii olacak bazı şeyler. Bunu da yasaya bağlayacağız. Siz hülyalı bir Apo sunuyorsunuz. Bilmem sanıyorsunuz.

Remzi Kartal:  

Halk ve örgüt olarak Önder Apo’nun çağrısına bir kuştu yok. Güven tamdır. Sorun şudur, devletin güven verici adım atmamasıdır.

Öcalan: Bahçeliyi ben bu çizgiye getirdim

Öcalan:

Bahçeli’yi bile ben bu çizgiyi getirdim. Bunu anlamamışsınız. Halinizi vahim buluyorum. Sizin yaklaşımınız bunu gösteriyor.

Remzi Kartal:  

Size yaklaşım, sizin özgürlüğünüze yaklaşım, sürece yaklaşımdır. Özgür çalışma ve yaşama koşullarınız şartımızdır.

Öcalan:

Böyle de olmaz. Bu kadar tekrar ederseniz ve böyle yaparsanız, devlet de inatlaşır daha fazla tutar beni burada. Genel Kurmay demişti ki ne yaparsan kendin yaparsın. Buradan çıkabilirsin de ölebilirsin de. Doğru söylüyordu. Ben devleti dönüştüreceğim. Kararlıyım.

Sabri Ok:

Gerilla Önderliğin fedaisi olarak katıldı. Generaller iki de bir teslim olun, silah bırakın diyor. Bu kabul edilemez.

Öcalan:

Ben 20 yıldır buradayım. Burada kendimi yaşattım. Bir asker gibi yaşadım. En ufak bir disiplinsizlik etmedim. Siz orda yaşamayı bilmiyorsunuz. Askeri olarak orda neden fazla başarı kazanmadınız. Sonuna kadar öz savunma yap. Seni engelleyen mi var. Ama bunu yapacak yetenek göstermediniz. Amerika’ya sığınma özgüç değil. Büyük eleştirilerim var. Benden kukla liderliği beklemeyin. Hepsi ile hesaplaşacağım. Sizle de Barzani ile de. Burada bunların başını Hamili ve Ömer çekti. Şimdi kuzu gibi arkamda oturuyorlar. (Gülerek onlara döndü) Konuşabilirler. Buyurun arkadaşlar;

Hamili  Yıldırım:  

Çok şey aldık. Tümden değiştirdik kendimizi.

Ömer Hayri Konar:

Kaygılarınızı anlıyorum. Burada temel perspektif şu. Devleti değil kendinizi değiştirmenizdir. Kendi öz gücüne dayanma. Başka türlü varlık mümkün değil.

Öcalan:

Bu çok önemlidir. Kendini yaratma ve varoluşunu ve varlığını sağlayabilmek… Remzi arkadaş bilir. Varoluşçuluğun Merkezi Avrupa’dır. Veysi sen ne diyorsun?

Veysi Aktaş:

Kendini yeniden yaratma ve inşa etme sürecidir.

Öcalan:

Aynen öyle. Kendini inşa etme. Bu sürecin dili ve özü budur.

Remzi Kartal:

Uluslararası enternasyonalist katılımlar var. Birçok ülkeden paradigmanıza katılım var. Selamları var.

Öcalan:

(Başkan araya girdi) Onların tümüne selamlarımı iletiyorum. ’Reel sosyalizm yenilgiye götürür, demokratik sosyalizm zafer götürür’ sözünü onlara ithaf ediyorum. Şu sözü de onlara iletin benim adıma; ‘İnsanlıkta ısrar, sosyalizmde ısrardır’. Ertuğrul’a da selam söyle. O iş ile ilgilensin. Bu da senin görevin olsun. İlham bir şey mi diyor?

İlham Ahmed:

Başkanım, Arkadaşların selamları var.

Başkan:

Başka bir zaman seninle uzun uzun görüşeceğim. Herkesi selamla, seni göreceğim.

İlham Ark:

O zaman konuşuruz, selamlar ve saygılar

Görüşme karşılıklı ayakta, selamlaşma ve alkışlar ile sona erdi

Öcalan’la görüşmeyi yapan gurup daha sonra PKK’ye görüşme anındaki izlenimlerine ait bir bilgilendirme notu hazırlıyorlar. Bu nottan anlaşıldığı kadar ile daha öncede bazı kişiler Öcalan ile görüşmüşler. Ayrıca notta Türkiye’de de eş zamanlı bir görüşme olduğunu belirtiliyor.

Heyetin Ortak Gözlemi:

Diğer görüşmelere oranla Önderliğin coşkulu, sevinçli ve moralli olduğu ve oldukça enerjik ve hazırlıklı olduğu gözlemlendi. Özellikle daha önce görüşmeye giden arkadaşlar bu belirgin değişikliği gözlemlediklerini söylediler.

Heyetimiz kendi hazırlığını alanların tekmilini verme ve çalışmalar ile ilgili bilgi aktarma üzerine hazırlamıştı. Ancak Önderlik heyete, bulundukları alanlara yönelik aktarım imkanı vermedi. Hazırlıklı ve tamamen kongre ve çağrıya yönelik perspektif sunmaya odaklı bir hazırlık yapmıştı. Ve telekonferansı ağırlıklı olarak hitap ederek gerçekleştirdi. Arada sorular sorarak aslında anlama sorunlarının olup olmadığını, karşıt tutumların var olup olmadığını anlamak istedi.

Önderlik fesih kongresi yapma konusunda oldukça kararlı ve nettir. Bunun zamana yayılmadan gerçekleştirilmesini istiyor. Fakat kongreden sonra silahsızlanma sürecine dair kendisinin bizzat devrede olduğu birkaç aylık bir süreci ön görüyor. Heyet olarak bu görüşmeden ve şimdiye kadarki yansımalardan anladığımız; Fesih kongresinde silahlı mücadelenin miadını doldurduğunu ve silahsızlanmanın belli şartların yerine getirilmesine bağlı olarak karar alınmasının doğru olacağıdır. Söz konusu şartlar ise; demokratik siyaset ve hukuksal çerçeve temelinde yasal değişikliklerin yapılmasıdır.

Bu görüşmede çarpıcı ve diğerlerinden farklı olarak ön plana çıkan hususlar ise; Başkanın Barzani, İran ve Suriye ile ilgili değerlendirmeleri ve bu konuda hareketin yönetimine verdiği görevler oldu. Bunun yanı sıra kendisinin de bazı görüşmeleri yapmak istemesi de önemlidir. Hem İlham Ahmet hem de Barzani ile yakın zamanda görüşme talebi önemlidir.

Ayrıca yetkililer hem Türkiye’de hem de burada bu konferanstan hemen sonra Kongrenin hızlı bir şekilde yapılmasını önerdiler. Bu temelde Pervin ve Derya arkadaşlar yarın İ.K. (İbrahim Kalın)  nın talebi üzerine onunla bir görüşme gerçekleştirecekler.

D.Selam ve Saygılar

Görüşme Heyeti

2 Mayıs 2025

Diğer Haberler